Bir yaz gecesi dans arasında susmuş cazbandın daha kulaklarında gümleyen yankıları dağılmamışken Şehnaz Hüsrev Hanım usulcacık salondan sıvışmak istedi. Ama Sermet Nadir Bey kapı arasında genç kadının bileğinden sımsıkı kavradı. Arzudan bayılan gözlerinin ateşlerini onun danstan pembeleşmiş yüzüne pek yakından saçarak sordu:
- Nereye?
- Kalabalıktan uzak bir yere.
- Ben de beraber.
- Niçin?
- Oh ne sorgu yargıcı huylu adamsın. Bırak Allahaşkına...
- İmkanı yok bırakmam.