"Rüzgar'ın ayağının dibine bıraktğı her kağıt parçası yine onun tarafından bir başkasından alınmıştır. Bizim bir başka zamanımızdaki Ben de Bir başkası sayılabilir. Böyle bir kağıttaki her sözcüğü Zaman'ın ördüğü görünmez bir kabuk sarar. Bu kabuk Dil'in sözcükte ilk andan başlayarak oluşturduğu anlam ve ses çekirdeğinin koruyucudur; kimi kez anlamın örtülmesi de bu yüzdendir. Rüzgar alacağı metinleri seçerken çekirdeği kabuktan önce görür çünkü her sözcüğün rüzgarı kendi içinden doğar dışarı çıkınca ötekilerle birleşir kaynağını unutur. Bu bir zorunluktur. Rüzgar'ın işini üstü yazılı kağıtlarımızı açık bir pencere önüne bırakarak kolaşlaştırabiliriz yalnızca.