Benim kadar acı çekmedikçe Tanrı'ya inanmamı beklemeyin benden.
Tanrı'yı güldürmek istiyorsan ona hayallerinden bahset.
Böylesi çığlıklarla başlayan Zamanın Manzarası kimsenin görmediği görse de farkına varmadığı insan manzaralarının ressamı olmayı seçen bir yazarın yedinci romanı.
Aşkın sayısız tanımı olduğu iddiası sadece bir varsayım. Aşk her seferinde yalnızca kendine benzer. Onu değişik sözcüklerle tanımlamamız olsa olsa karşılaştığımızda bütünüyle kavrayamamızdandır.
Mehmet Eroğlu bu romanında hayatında bulamadığı ilahiliği edebiyatta arayan savaşta edindiği pişmanlıktan oyduğu bir puta taparak sürekli ruhsal yolculuklar yapan kahramanının gözünden 1988-2002 yılları arasındaki Türkiye'yi insanlarımızı ölüme yatanları acıları ve trajik bir aşkı anlatıyor.Yazmak savaş Tanrı'yla çatışma ve yazgı gibi yazarın önceki kitaplarında ele aldığı temaların çevresinde gelişiyor görünse de öyküsünün ana teması tartışmasız aşk olan Zamanın Manzarası insanlığı insanlığın özünde var olup da karanlık dehlizlerde üzeri kalın duvarlarla örtülüp soluksuz bırakılmış olan 'acıma' duygusuna projektör tutarak aydınlığa çıkaran bir 'yoğun şefkat' romanı...