Çevremizde dolanan kurtların sesini duyuyordum ama onları göremiyordum. Birden durdu ve "İşte oradalar" dedi fısıltıyla. Feneri hızla gösterdiği tarafa çevirdim. Fenerin ışığına yakalanan kurtlar hareketsiz kalmıştı. Sadece dişlerini çıkarıp hırlıyorlardı. Elimdeki fener birdenbire söndü. Birkaç saniye sonra fener yeniden yandığında kurtların bize doğru yaklaştığını fark ettim.
Fenerin sönüşünü fırsat bilen kurtlar gitgide bize yaklaşıyordu. "Sönmesin n'olur sönmesin!" diye dua ederken fener bir daha söndü. Fenere birkaç defa tokat attım salladım. Nihayet fener tekrar yandığında ağızlarında salyalar akan kurtlar dibimize kadar gelmişlerdi. Hançerelerinden fışkıran ses çok ürkütücüydü. Korkumdan sıtma nöbeti geçiren hasta gibi titriyor tüfeği bir türlü dolduramıyordum. Fener tekrar söndüğünde "Yan artık yan!" diye bağırmaya başlamıştım. Uyandığımda ter içinde kalmıştım ve salondan annenin sesi geliyordu: "Kahrolasıca soba yan artık!"