Azgelişmişlik kalkınma kriz dünya ekonomik sistemi (emperyalizm) merkez ve çevre ülkeler gibi tartışmalı konulara toplumcu bir bakışla eğilen Bağımlılık Okulu'nun kurucularından Samir Amin Avrupa-merkezciliğe karşı geliştirdiği eleştirel yaklaşımı deyiş yerindeyse Marksizmi Avrupa-merkezci bakış açısından "sıyırıp koparması" ile de öne çıkan bir yazar.
Avrupa-Merkezcilik ise onun bu radikal girişimi ya da hesaplaşmasını en açık ve derinlikli haliyle takip edebildiğimiz klasik bir yapıtı.
Avrupa'nın Fransız Devrimi'yle ve "Özgürlük Eşitlik Kardeşlik" sloganıyla billurlaşan değerleri bir yanda kültürcülük emperyalist sömürgecilik farklılıkları yok sayan güdük bir evrenselcilik içe kapanma eğilimi diğer yanda zorlu denklemler Samir Amin'in geliştirdiği yaklaşımda nasıl bir çözüme kavuşuyor?
Kitabın son bölümünün başlığında ifade edildiği gibi "Çağdaş Dünyaya İlişkin Avrupa-Merkezli Olmayan Bir Görüş" sunan Samir Amin bu görüşünü tarihten güncelliğe nasıl temellendiriyor?
Fikret Başkaya'nın sözleriyle:
"Samir Amin'in bu eseri hem kendi tarihimize hem de başkalarının tarihine eleştirel bakmamıza yardım edebilecek önemli tezler içeriyor. Yaşadığımız coğrafyada en çok ihtiyaç duyduğumuz şey
Avrupa-merkezcilikten arındırılmış eleştirel bir bilinçtir."