Bilindik bir hikâye vardır:
"Eski zamanlarda bir kral saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş kendisi de neler olacak diye pencereye oturmuştu.
Ülkenin en zengin tüccarları en güçlü kervancıları saray görevlileri birer birer geldiler. Sabahtan öğleye kadar hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı 'halkından bu kadar vergi alıyor ama yolları temiz tutamıyor' diye eleştirdi. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı. Ama kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde. 'Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.' diyordu kral."
İşte Hacı Ormanoğlu'nun eğittiği - öğrettiği öğrencileri ona en büyük hediyedir altın dolu kese misali ve Ormanoğlu öğretmenlik yaşamı boyunca yolunu kesen tüm kayaların etrafında dolaşmak yerine binbir emekle o kayaları kaldırmış idealist sıra dışı bir öğretmen...
Sadece öğretmemiş; eğitmiş sevmiş şefkat göstermiş gönlünü yüreğini koymuş bu mesleğe ki onun için öğretmenlik bir meslekten çok öte; bir yaşam biçimi...
Ve genel felsefesi: Galaksi hareket hâlindeyken insanın boş durma lüksü yoktur.
Bu kitabı yer yer gözleriniz buğulanarak yer yer ağız dolusu gülümseyerek zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.
Keyifli okumalar...
BEN ONLARI ÇOK SEVDİM Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Sayı: B.08.0 TTK.0.01.03.03/611 kararı ile eğitim ve öğretim açısından uygun bulunmuştur