yaşamak ölümün elinden can almaktır!
yaşamak devletinden adam kurtarmak
köktenci kötülüğün kanlı tezgâhlarında
yürekleri ellerinde barış mendili
canlar bırakmaktır gül derilir yüzlerinden
rakamlar nasıl kıysın da saysın onları
cansız söylesin
sinsiydiler kalleş zırcahil içimizdeydiler
kan dediler kan! ünledi meydan sarsılarak
kan kötüdür savaş kötüdür intikam kötüüü
barışın olmalıydı meydanlar yalnızca barışın
alazlandı mavilik an'da bir yıldızlar g e ç i d i
ölümsüzlüğe mahkûm olurdu barış suçluları
Emekli felsefe öğretmeni Rabia Deveci eğitimi içselleştirmenin dışında şiiri varoluşunun soluğu olarak kabul eder. Başlangıçta İkinci Yeni çizgisinden yola çıkmasına rağmen zamanla güncel olayların etkisini özümseyip onları evrensele taşıma bağlamında toplumsallığa da yönelmiştir. Kendisini odak yaptığı bireysellikle toplumsallığın iç içe geçtiği şiirlerinde bireyselliğini en ince damarlarına kadar yansıtmaya çalışır. Tutkuları yaşama sanatına dönüştürmeyi dener. İnsanı bütünselliği ve çelişkileri içinde ele alır. Kendine özgü varsıl değişik yapılı imgeler kullanır. Şiirlerinde öne çıkan izlek; kadınlık dünyası sevi insan-insan kişiliği ve çocukluğunu geri isteyen ürkütülmüş çocuk çığlıklarıdır.
Kısa şiirleri de olan şair kimi konularını biraz uzun tutarsa da kullandığı diyalog akışlı dil aracılığıyla destansı bir hava sağlamayı amaç edindiği içindir. Çok yönlü tedirginlik dolu iç dünyasını sanat çalışmalarıyla ödünlemeye çalışırken kendisini her alanına geniş yüreklikle uzandığı doğanın bir parçası olarak duyumsar. Dizem ve ezgi yönünden baştan sona akıcı bir şiir dil kullanan ve Türkçenin tüm gizil güçlerini dizelerine serpiştiren şair derinlikli şiirler yazmaktadır.