Modern dünyanın ilişkileri giderek hızlandırdığı ve değersizleştirdiği yeni çağda çekingen mağrur ve işsiz bir delikanlı Ziya ve ondan yaşça büyük zengin bir kadın olan Nisan...
Balık kokularının kebap kokularına çan seslerinin ezan seslerine karışmaya devam ettiği Samatya semtinde geçen sımsıcak bir aşk öyküsü...
Yapılan iyiliğin değerinin bilindiği; sevginin gerçek dostluğun ömürlük olduğu Samatya'da kendi dünyalarının sınırını aşan bir birlikteliği ve dayanışmayı ilmek ilmek ören mahalle sakinleri...
Selahattin Yalçıner ilk romanında okuru İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Samatya'dan başlayarak bir kültür yolculuğuna çıkarıyor ve her geçen gün hızlanan ilişkilerimizde unuttuğumuz değerleri bize yeniden hatırlatıyor.