ÜYE OL
ÜYE GİRİŞİ
HESABIM
FAVORİ LİSTEM
SİPARİŞ TAKİBİ
YARDIM
BİZE ULAŞIN
SEPETİM (
)
TL
ANA SAYFA
ÇOK SATANLAR
YENİ ÇIKANLAR
YAYINEVLERİ
YAZARLAR
KATEGORİLER
ÇOCUK KİTAPLARI
SINAV KİTAPLARI
SEPETİM (
)
TL
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Aralık 2018
Varlık Yayınları (Dergi)
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Ebat
19 x 27
Dil
Türkçe
Cilt Durumu
Karton Kapak
Barkod
9780000030474
19,80
TL
ÜRÜN SATIŞ DIŞI
Favorilerime Ekle
Alış-Veriş Listeme Ekle
Çizgiyorum − G. Öykü Doğan
Sayfa:2
Toplumsal Yaşamda ve Sosyal Ağlarda Gürültü − Varlık
Sayfa:4
Varlık dergisinin Aralık 2018 dosyasında yaşadığımız toplumlarda ve yakın çevremizde politik medyatik kültürel cinsiyetçi boyutlarıyla gürültüyü ele alıyoruz. Yaşadığımız yerlere içinde bulunduğumuz toplumsal konumlara ve farklı toplumsal öznellik biçimlerine özgü farklı gürültüler ses biçimleri konuşmalar var ayrıca bunları algılama biçimlerimiz de kuşkusuz farklı. Dosyamız işte bu farklılıkları inceleyen yazılardan oluşuyor. Dosyanın ilk yazısı "Toplumsal Atık Olarak Gürültü" konusuna odaklanıyor. Korkmaz Alemdar yazısında gürültü hakkında şu soruları soruyor: Dünden bugüne ne değişti ve gürültünün sorumlusu kim? Toplumsal yaşam değiştikçe gürültünün de biçim değiştirdiğine işaret eden Alemdar Türkiye'de son yıllardaki yaşanan toplumsal ekonomik ve politik ortamın niteliğine bağlı olarak bizim yerli gürültümüzün ne olduğuna açıklık getiriyor. Korkmaz Alemdar'ın da yazısında değindiği iletişim araçlarının kullanımıyla oluşan gürültünün toplumsal öznelliklerimizi nasıl biçimlendirdiğini Nilgün Tutal "Gürültünün Dayanılmaz Çekiciliği" başlıklı yazısında tartışıyor. Gürültünün yeni iletişim teknolojileriyle değişen boyutları Sarphan Uzunoğlu'nun "Algoritmalar Sosyal Ağlar ve Gürültü" başlıklı yazısının konusu. Yazıda dijitalleşmeye bağlı olarak iletişim süreçlerinde artan gürültülerin arasından doğru mesaja ulaşabilmenin yeni teknolojileri iyi okuyabilme yeteneği kazanmamıza bağlı olduğu somut örneklerle gösteriliyor. İncilay Cangöz "Dişil Yazının Gerekliliği veya Dilin Erilliğini Dönüştürmek" başıklı yazısında kadın sözünün değersiz bulunmasının nedenlerine kadın "vıdı vıdı" eder diye bir algı varken erkeklerin sözünün neden 'dünya kurtaracak'mış gibi kıymetli bulunduğuna odaklanıyor ve erkeğin sözünün mühim kadının sözünün ise "boş lakırdı" olarak nitelenmesinin nedenlerini toplumsal cinsiyet çalışmalarına dayanarak serimliyor. Gürültüden söz ederken gürültünün ihlal edici yanlarını da unutmamak gerekir. Teneffüs zili çalıp da dışarı çıktıklarında çocuklar bağırış çığırış oyun oynar. İçerinin disipline dayalı zorunlu sessizliğine karşı dışarıda çığlıklarla özgürlüklerinin tadını çıkarırlar. Bazı düşünürler çağın o kadar çok sorunu var ki diyerek bizi daha fazla düşünsel gevezelik yapmaya çağırıyor.
Toplumsal Atık Olarak Gürültü! − Korkmaz Alemdar
Sayfa:5
Sadece üretimin değil tüketimin de gürültüye yol açtığını biliyoruz. Dahası üretim sonrası ortaya çıkan boş zamanın da gürültü kaynağı olduğunu hesaba katmak gerekir. Ama bunların ortak özelliği mutlaka ve aynı ölçüde gürültü kaynağı oluşturmamalarıdır; üretim gibi işin doğasından kaynaklanmazlar ama onu tamamlayan etkinliklerin sonucu ortaya çıktıkları için sistemin parçası haline gelmişlerdir.
Gürültünün Dayanılmaz Çekiciliği − Nilgün Tutal
Sayfa:7
Günümüz insanı çağın zorunlu kıldığı hareketliliği hız arayışını olumlu bir şekilde yaşıyor. Yeni teknolojik buluşlarla mümkün hale gelen iletişim biçimleri kimsenin pek de eleştirmeyi düşünmeden benimsediği etkinliklere dönüşüyor. Yeni bir iletişim tarzı konuşma ve birlikte olma biçimi doğuyor. Televizyon ve radyo insanların konuşma ve düşünme biçimlerini etkilemiş bolca tekrarlanan kabul gören neredeyse "içi boş" medyatik gürültü insanların toplumsallaşmasının temel belirleyenine dönüşmüştü. Şu an içinse cep telefonları ve sosyal medya ağları fiziksel yakınlığın ve yüz yüze iletişimin yerine uzaktan ile- tişimin vazgeçilmezliğini dayatıyor.
Algoritmalar Sosyal Ağlar ve Gürültü − Sarphan Uzunoğlu
Sayfa:10
Birçoğumuz için "günlük sosyal ağ kullanımı" pratikleri Web 2.0 kavramının hayatımıza girdiği günden bu yana sürekli bir evrim içinde. İlişki kurduğumuz kişilerden ilişki kurma biçimlerimize her şey değişirken mecralardaki tüketme veya içerik üretme pratiklerimiz de değişiyor. Basit network analiz yazılımlarıyla insanların ideolojik kamplar arası savruluşlarını dahi görmek mümkün. Hele ki duygulanım analizi yapan yazılımlarınız varsa insanların yaşadıkları dönüşümü anlamak çok daha kolay.
Dişil Yazının Gerekliliği veya Dilin Erilliğini Dönüştürmek − İncilay Cangöz
Sayfa:13
Fransız feministlerin altını çizmeye çalıştığı kadın sözünün değersizliğinin ötesinde kadının kendisinin dil'siz oluşu konuşmakta olduğu dilin gerçekte simgesel olarak onu içermemesidir. Kadınların dil'siz olması tespiti önemlidir zira dil insanların en temel iletişim kurma veya anlam üretim aracıdır.
"Gazap Üzümleri" Mevsimi − Hülya Soyşekerci
Sayfa:18
Birçok kaynakta Gazap Üzümleri adlandırmasının yazarın bilinçli kullandığı bir metafor olduğu belirtiliyor. Buna göre John Steinbeck çürüyen bir meyve olarak mevcut sistemin çöküntüsünü dile getirmektedir. Baskılara demokratik olmayan uygulamalara düşük ücretlere duyulan gazap ve öfke meyvenin/sistemin çürümesini de kapsamaktadır.
Gurur ve Önyargı: İngiltere Notları − Deniz Özbeyli
Sayfa:22
Keşifler buluşlar sanayi devrimi derken işin içine bir de acımasızca oluşturulan kolonileri de ekleyince inanılmaz bir zenginlik birikir İngiltere'de. Peki zengin olmak letafet zarafet ve nezaket getirir mi? Neredeyse kırılacak incelikteki porselen takımlardan törenle içilen çaylar bir şölen ya da balo için hiçbir masraftan kaçınmadan haftalarca hazırlanmalar en zarif hanımlar muhteşem beyler... Zor bir bilmecedir bu.
"Körlük"te Kurgulanan Ayna Zamanı − Hande Balkız
Sayfa:26
İnsan onurunun sınırlarının ve kör noktalarının merkeze alındığı romanda Saramago insani değerlerin karşısına temel fizyolojik ihtiyaçları yerleştirir. Açlık susuzluk ve cinsellik insan davranışlarını biçimlendiren değerleri çökerten sebeplere dönüşür.
Picasso'nun Mavi ve Pembe Dönemleri Yalın Alpay
Sayfa:30
Mavi dönem resimleri günümüzde Picasso'nun en pahalı yapıtları arasında olmakla birlikte boyandıkları dönemde neredeyse hiç müşteri bulamadılar. Picasso'nun mavi dönemde ısrar etmesi üzerine ona resimleri karşılığında düzenli bir aylık ödeyen simsar sözleşmeyi iptal etti. Karamsar ve rahatsız edici bulunan resimlerini artık hiçbir galeriye veremeyen Picasso bundan böyle eskicilerde kaldırımlarının önünde kırık masalar yırtılmış koltuklar tekerlekleri olmayan bisikletler arasında satılır oldu. Fakat Picasso geri adım atmadı. Artık taklit yoktu özgün Picasso'lar vardı.
Gölgesinde Dünyanın Âlem Seyran (Şiir) − Yüksel Pazarkaya
Sayfa:34
Zelzele (Öykü) − Soner Sert
Sayfa:36
Ibsen'in "Nora" Oyununda Kahramanın Yolculuğu − Duygu Kankaytsın
Sayfa:40
Ibsen'in oyunlarını kaleme aldığı dönemde Freud ve Jung'un bilinçdışı kuramları yazılmamıştır. Ancak onun oyunlarına bakıldığında bireyin bilinçdışı özelliklerinin yansıması bulunur. Ibsen'in bu anlamda en modernist özelliği de ruhun derinliklerine inmeyi başarmış bir yazar olmakla birlikte bunu tiyatroya sokmuş olmasıdır.
Yerelde Örgütlenen ve Yerelden Beslenen Güncel Sanat Etkinliği: Çanakkale Bienali − Rumeysa Kiger
Sayfa:46
Bu sene 29 Eylül-11 Kasım tarihleri arasında altıncısı düzenlenen Çanakkale Bienali merkezde olmasa da şehirde yaşayan üreten ve gençleri motive ederek üretimlerini sürekli destekleyen bir avuç insanın istikrarlı emekleri sayesinde merkezdekiler kadar kaliteli içeriğini sürdürmeye devam ediyor. CABININ (Çanakkale Bienali İnisiyatifi) ekibi tarafından bu yılki edisyonunda "zamanın ve mekânın tarihe nasıl tercüme edildiğine" odaklanan "Geçmişten Önce Gelecekten Sonra" başlığına sahip bienal geçen yıllarda şehre kazandırılan Korfmann Kütüphanesi ve MAHAL Sanat gibi mekânlara ek olarak Bordo Bina Sanatsever ve Stüdyo Mavinil gibi şehirde yaşayan genç kültür üreticilerinin ayakta tuttuğu yerleri de kendisine dahil etmekle kalmamış aynı zamanda yeni açılan Troya Müzesi ve bienalin de ana sponsoru olan Opet tarafından yenilenen Tevfikiye Arkeo Köy'e de uzanmış. Bienal hakkındaki sorularımızı CABININ'in kurucularından küratör Deniz Erbaş'a sorduk.
Edebiyat Gündemi: Hayli İlginç ve Komik Bir Hikâye − Sina Akyol
Sayfa:50
Şairimiz Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli olmuş Ziraat Bankası'nın Ankara'daki genel müdürlüğünde Müşavirler Kurulu Tercüme Bürosu'nda mütercim olarak çalışmaya başlamıştır. Büronun şefi Asım Bey şairin bir bakıma 'koruyucusu'dur.
Edebiyat Gündemi: İlhan Berk'in Dersi: "Kurşunkalemin Tarihi" − Barış Acar
Sayfa:52
Türkiye edebiyat tarihinin en büyük meselelerinden biri olan bütün bu anlam ve şiir tartışmalarında "İlhan Berk'in Dersi" olarak anmamız gereken şey müphemin ve deneyimin yerli yerine oturtulması olmalıdır. Keza sanatın kavramları şairin karış karış gezdiği dilin sınırları üzerinde görünür olmaktadır.
Svetlana Aleksiyeviç ve Sovyetler Birliği'nden Sesler − Raşel Rakella Asal
Sayfa:62
Svetlana Aleksiyeviç konuşmayan konuşulamayan sorunlar üzerinden bir edebiyat metni çıkarabilmiş yürekli yaratıcı bir yazar; son derece çarpıcı olan sözlü tarih derlemelerini bir araya getirip "sesli bir roman" inşa etmiş bir yazar. O sözcüklere inanmış. O insanlardan tanımadığı insanlardan hep bir sözcük beklemiş hatta tanımadıklarından daha da beklemiş.
Emily Wilson'la "Odysseia" Çevirisi Üzerine − Amy Brady
Sayfa:66
Yaratıcı bir metinle kurulan yakın ilişki cinsiyet önemli olsa da cinsiyetle ilgili olmanın çok daha ötesindedir. Ancak aslında Yunanca metin ve kendi çevirim üzerinde çalışırken diğer çevirilere bakmadığım için yarattığım metnin erkeklerin yarattığı metinlerden farklı olup olmadığını (ya da eğer öyleyse ne kadar farklı olduğunu) gerçekten bilmiyordum. Ne zaman ki kendi çevirimin sonuna geldim ve insanlara onu diğerlerinden ayıran şeyin ne olduğunu açıklamak zorunda kaldım işte o zaman diğer çevirilerdeki bazı sahneleri ayrıntılı olarak inceledim ve cinsiyetle pekâlâ ilgili bazı anlamlı farklar olduğunu gördüm.
Nesnelerden Kurtuluş Yok − İlyas Tunç
Sayfa:70
Her bir nesne bilen özneden bağımsız bir kişiliğe eylemde bulunma kapasitesine daha ötesi ilkel bir bilince sahiptir. Nesnenin bağımsızlığı onu insanın egemenliğinden kurtarır.
Bugüne Kadar Anlatılmış En Büyük Öykü İçin Hazır Olun − Alper Çeker
Sayfa:74
Klasik sanatın bir piyasası olduğu için yatırım amaçlı tablo hat levha vb. alınabiliyor ama çağdaş sanat çok çetrefilli bir konu. Bir kere değerini belirleyen ölçütler yok. Günümüzde bir ressamın Ömer Koç koleksiyonuna resim satması o ressamın piyasasının oluşmasını sağlıyor. Buna karşılık İstiklâl caddesindeki Salt Beyoğlu'nda kendisine ait çağdaş sanat koleksiyonundan örnekleri gördüğümde Türk sanatı üzerinde bu kadar etkili olan Ömer Koç'un dolandırıldığını düşündüm.
Olası Hayatlar: Paul Auster'ın "4 3 2 1" Romanı − Seha Karaca Altun
Sayfa:76
Olasılıklarla dolu bir boşlukta savaş vermektir varoluş. Kendinin seçemedikleriyle başlayan upuzun bir yolda önüne çıkan olasılıklarla boşluğu doldurmaya çalışmaktır. Her bir rastlantı da yarattığı olası durumla kendisi olmaya çabalamanın mücadelesini verir insan. Ya o boşluğu doldurup kendini var edecektir ya da o boşlukta yitip gidecektir.
Horlaya Horlaya Kazanacağız (Şiir) − Cihan Oğuz
Sayfa:81
Birer Öyküleriyle Guy de Maupassant ve Ömer Seyfettin − Kemal Ateş
Sayfa:82
1850-1893 yılları arasında yaşayan Maupassant kendi adıyla da anılan bir öykü türünün (olay öyküsü) kurucusu dünyaca ünlü büyük ustasıydı. Ömer Seyfettin de (1884-1920) biçim olarak aynı yolu izlemiş bizde öykü türün emeklediği bir dönemde çok verimli usta bir öykücü olarak kendini göstermişti
PSR b1620-26 b (Şiir) − Emrah Pelvanoğlu
Sayfa:85
Sürgünün Sesi: Elvio Romero − Tozan Alkan
Sayfa:86
Kendi gibi genç şairlerle birlikte toplumsal ve siyasal haksızlıklara karşı savaş açan Elvio 1947 yılında Paraguay İç Savaşı'nın ardından 20 yaşında pek çokları gibi ülkeyi terk etmeye zorlandı. Militan bir komünist olan Elvio Arjantin'de sürgünde yaşadı ancak halkını ve yurdununu hiç aklından çıkaramadı.
Şiirler − Elvio Romero
Sayfa:87
Yeni Şiirler Arasında − Şeref Bilsel
Sayfa:88
Şiir yazmanın bulaşıcı bir hal aldığı şu son on - on beş yıldır genel anlamda Türkiye'deki reklam sektöründeki verimlerden siyaset arenasındaki yapılanmaya değinpek çok alan taklit fotokopya üzerinden kendini ifade ediyor. Özellikle şiire yeni başlayanlar belki de dışlanmamak ses verebilecekleri bir yer edinmek için başkalarının izlerine basarak geliyor.
Yeni Öyküler Arasında − Jale Sancak
Sayfa:90
Aylardır bu sayfadan yazdıklarımın pek de okunmadığını sadece öykülere yaptığım yorumlara odaklanıldığını bilerek bize öykü gönderenlere yukarıda söz ettiğim konularda kimileyin çok sıkılarak canım pek de istemeden adeta dil döküyorum. Zaman ayırıyor okuyor emek veriyorum. Ne için egomu tatmin için değil elbette lütfetme arzusu hiç değil yazılan öykülerin daha iyi olması okur tarafından tat alınarak okunması beğenilmesi bir etki güçlü bir etki yaratması için ve bunun gibi şeyler işte. Gerisi yazana kalmış.
Hanımlık Kadınlık Bitti (Öykü) − Dilek Karaaslan
Sayfa:92
Dil Kürtajı (Şiir) − Yağmur Sunar
Sayfa:94
Prensesler Gelinlik Giyer (Öykü) − Çağla Çinili
Sayfa:96
Bir İstanbul Şiiri (Şiir) − Fikret Çelik
Sayfa:97
Bir Gün Nasıl Başlarsa (Şiir) − M. Utku Yeşilöz
Sayfa:98
Varlık Kitaplığı
Sayfa:99
M. Özgür Mutlu ile Söyleşi − Mevsim Yenice
Sayfa:99
Heyecan duymasaydım dergilere öykü göndermezdim sanırım. Dergilerin heyecan verici tarafı bana kalırsa çağdaşlarımızla bir arada oluşumuz dönemin ruhu ve anlayışı içerisinde nerede durduğumuzu görme şansına erişmemiz. Dergilerde ilk öykülerim görünmeye başladığındaki heyecan elbette çok farklıydı. 2007'de Varlık'ta ilk kez öyküm yayımlandığında sokakta yürüyüşüm bile değişmişti.
"Labirent" / Burhan Sönmez − Hüseyin Bul
Sayfa:101
Burhan Sönmez Labirent romanında okuyucuyu bu girdabın içine atıp kendisine sorular sormasını sağlıyor. Her soruyla biraz daha geri gidip ileriye (geleceğe) varabilmek için sonraki soruyu davet ediyor. Davet ettiği sorular bazen bir kişi bazen bir mekân bazen de bir müzik olabiliyor.
Can Sinanoğlu ile Söyleşi − Reyhan Deniz
Sayfa:102
Her şeyden önce yazdıklarım şiir gibi roman gibi olsun isterim. Önce ben sevmeliyim onları. Yapılan iş iyiyse o mutlaka dünyanın değişmesine etki edecektir zaten. Sopanız ne kadar güçlüyse ağaçtan o kadar ceviz düşürürsünüz. Politik söylem sloganlara dayalı olmak zorunda değil ki. İnsana dair söylenen her aklı başında söz politiktir zaten.
"Ateşten Çıkan Kız" / Lidia Yuknavitch − Cem Tunçer
Sayfa:105
Konusu ve anlatımı kulağa biraz zorlayıcı gelse de Yuknavitch'in istediği sanıyorum biraz da bu. Onun derdi bir roman yazmak değil; romana karşı bir roman yazmak. Ateşten Çıkan Kız romandan çok bir roman içinde disiplinlerarası deneyimi takdir eden sanata o sağaltıcı özelliğini tekrar takdim eden ve bunu kendi içinde bir sanata dönüşerek yapan bir kitap.
Cafer Hergünsel ile Söyleşi − Betül Dünder
Sayfa:106
Servis mafyasını kitap dergi mafyasını onca kabalığı hoyratlığı görmesen çok rahat konforlu bir hayatın olur. Emirgân'da öğretmenlik yapıyorsun bölgenin tek özel ders öğretmenisin ama rahat değilsin. Kavga döğüş hadi gecekondulara varoşlara yolculuk. Su yok öğretmen yok bahçe yok. Ama güzel şeyler yaptık. Sorunların bulunduğumuz yerde üstesinden geldik.
"Turuncu Zamanlar" / Esra Kahraman − Ege Ertan
Sayfa:108
Esra Kahraman'ın ikinci romanı olan Turuncu Zamanlar toplamda sekiz bölümden oluşan bir arayış hikâyesini anlatıyor okuyucuya. Adaleti geçmişi kayıpları ve anıları arıyoruz sayfaları çevirdikçe. Arıyoruz diyorum çünkü romanda geçen düşlerle ve anılarla ışık tutulan geçmiş de geçmişin etkileriyle şekillenen günümüz de tanıdık bize. Velhasıl biz Onat Kutlar'ın deyimiyle "unutuşun kolay ülkesi" nin fertleri Turuncu Zamanlar ile bekleyiş unutuş ve arayış kavramlarıyla yoğrulmuş bir yolculuğa çıkıyoruz.
Şiir Günlüğü − Gültekin Emre
Sayfa:109
Hiç kimse bir şey demedi mi şaşırmadı mı gerçekten Nurullah Ataç'ın fotoğrafının yerine Cevdet Sunay'ınkinin konmasına? Hikmet Altınkaynak'ın hazırladığı Edebiyatımızdan Portreler'inde (İş Kültür Mayıs 2018) Nurullah Ataç'ın kızı Meral Ataç'ın "Babamın Emekleri Boşa Gitmedi" yazısının başındaki fotoğraf babasının değil çünkü. Yazının görseline ne editör ne görsel yönetmen dikkat etmiş. Ataç'ın emekleri boşa gitmiş. Editör Cevdet Sunay'ı Ataç'ın yerine uygun görmüş ne diyeyim!
Küresel Haberler... − Zeynep Şen
Sayfa:111
Anasayfa | Tarihçe | Varlık Dergisi | Kitaplar | İletişim
Copyright © 2017 VARLIK YAYINLARI
Ürün Kategorileri
Dergi
»
Edebiyat Dergileri
Dergi
»
Kültür ve Sanat Dergileri
"VARLIK YAYINLARI (DERGİ)" - DİĞER ÜRÜNLER
Satış Dışı
Varlık Edebiyat ve Kültür Dergisi Sayı: 1368 Eylül...
Kolektif
Varlık Yayınları (Dergi)
25,00
TL
Satış Dışı
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Eylül 2018
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Ürün Tükendi
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Ağustos 20...
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Ürün Tükendi
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Mayıs 2016
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Ürün Tükendi
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Şubat 2016
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Satış Dışı
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Kasım 2015
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Satış Dışı
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Ekim 2015
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
Ürün Tükendi
Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi Nisan 2015
Varlık Yayınları (Dergi)
14,85
TL
YORUMLAR
HATA BİLDİRİMİ
YORUM YAPIN
Yorum Başlığı
:
Yorumunuz
*
:
Boş Geçilemez
Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
Ürün Bilgilerinde Eksiklik Var
Ürün Bilgilerinde Hata Var
Sayfada Teknik Hata Var
Sayfanın Yüklenmesi Çok Uzun Sürüyor
Ürünün Fiyatı Çok Yüksek
Sayfada Yazım Hatası Var
Ürün Resmi Anlaşılmıyor
Hata Detayı:
FIRSATLAR
Kemal Tahir 100 Yaşında (Ciltli Büyük Boy)
234,96
TL
Ahmet Hamdi Tanpınar (Sıvama Cilt)
254,24
TL
Arif Nihat Asya - Büyük Boy
129,64
TL
Attila İlhan'ın Romanlarında Kuva-yı Milliye Düşüncesi
350,00
TL
105,00
TL
Tanrıçalar Cadılar ve Aykırı Kadınlar
330,00
TL
82,50
TL
Vurgun / Parsel Parsel 2
200,00
TL
70,00
TL
Semiha Berksoy Ateş Kuşu (Sıvama Cilt)
308,15
TL
Atatürk'ün Ordusu
150,00
TL
103,50
TL
Türk Sinemasında Yerli Arayışlar (Sıvama Cilt)
250,36
TL
Kadın Portreleri
240,00
TL
60,00
TL
Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme
574,12
TL
İstanbul'da Yaşam
400,00
TL
120,00
TL
Külyaprak
110,00
TL
27,50
TL
Bir Zamanlar Leonardo da Vinci
178,00
TL
53,40
TL
Kraliyet Süpürgesi / İlk Okuma Kitaplarım (Dik Yazı)
52,00
TL
13,00
TL
Erkekler Neden Gider Neden Kalır
220,00
TL
44,00
TL
Karadeniz Neden Pontus Değildir?
270,00
TL
54,00
TL
Hesabım
Favori Listem
Sipariş Takibi
Yardım
Bize Ulaşın
Taksit Anlaşmamız Bulunan Kredi Kartları
Güvenli Alış-Veriş
Sosyal Medya
© 2024 KitapStore.com - Tüm Hakları Saklıdır
E-Posta:
destek@kitapstore.com