Göç gitgide küçülen dünyamızda yaşanmakta olan en önemli toplumsal olgulardan biri olmaya devam ediyor. Yaşlı kıtamızın bir köşesinden diğerine bir ülkesinden başkasına akan göçmenler yerleştikleri topraklara yeni ilişkileri taşırken yeni kimliklerin de oluşmasını sağlıyor. Bugün Cumhuriyet Türkiyesi'nin beş milyona yakın yurttaşı çoğunluğu Avrupa'da olmak üzere dünyanın her yerinde söz konusu bu kimliğin belirlediği ilişkileri her gün yeniden üretiyor.
Göç olgusu üzerine kırk yıldan beri kuramsal ve uygulamalı araştırmalarını sürdüren Prof. Dr. Nermin Abadan-Unat bu çalışmasında demografik hareketlerin tarihçesini bunun Türk toplum yapısında yarattığı değişimleri ve uluslararası alanda oynadığı rolü irdelemektedir. Yapıtında bu değişimlerin sonucunda ortaya çıkan kuşaklararası farklılıkları ve ulus-devletin yeni işlevlerini inceleyen Abadan-Unat küreselleşme çarkına giren yeni Türk göçmenlerin göçmen veren ve alan birçok ülke vatandaşı gibi farklı bir yurttaşlık bilincine ulaştığını saptarken; "ikili" "üçlü" ve "çoklu" kimliklerin çifte vatandaşlık statüsünü de aşarak yeni bir kimliğe sahip yeni tip insanı yaratığını belirtmektedir.