27 Mayıs 1960 ihtilali ile her alanda yeni diye tabir edilen bir değişim dönemi başlamıştır. Bu değişimlerden birisi ve kuşkusuz en önemlisi basın alanında olmuştur. Çünkü ihtilalden önce iktidarın basın politikaları sertleştikçe basının işlevi azalmış ve haberin değeri etkisini yitirmeye başlamıştır. İhtilalden sonra oluşan yönetim boşluğu ve buna müteakip yönetimin sivil iktidara bırakılması ile halkın yeni yönetimden ve ülkenin hem dış hem de iç atmosferinden haberdar olmasına ihtiyaç duyulmuş bilinçli bir toplum yapısına kavuşma arzusu hâkim olmuştur. Kısılan basın seslerinin ihtilal sonrasında açılmaya başlamasıyla gazeteler kamuoyunda yankı yaratmaya ve insanların düşüncelerini yansıtmaya kaldıkları yerden devam etmeye başlamışlardır. Meydan Gazetesi de böyle bir ortamda tarafsız olduğunu iddia ederek ortaya çıkmıştır. Meydan Gazetesi "bir Türk aydınlanması" ve "Türk Rönesans'ı" yaratmak için bilgi ve bilginin yaygınlaşmasına önem vererek Türk insanının birey olarak doğuştan gelen ve/veya sonradan kazandığı haklarını kullanmak her alanda ülke yönetiminde sesini duyurarak karar alma aşamasında karar mercilerine düşüncelerini hem bireysel hem de sivil toplum kuruluşları aracılığıyla iletebilmek katılımcı ve duyarlı vatandaşların yetişmesine katkı sağlamak için yayınlanmıştı. Meydan Gazetesi'nin yayın hayatı kısa olsa da sayfalarında yer verdiği konular Türk Milletine her zaman ışık tutacak konular içermektedir.