İslam düşüncesinde Klasik Mantık çok önemli bir yere sahiptir. Aristo'nun mantıkla ilgili eserlerinin Arapça'ya tercüme edilmesi ile birlikte İslam dünyasında tanınmaya başlayan Klasik Mantık özellikle Farabi İbn Sina ve Gazali gibi alimlerin gayretleri ile vazgeçilmez bir ilim dalı haline gelmiştir.
Eskiler alet ilmi dedikleri mantığı bilmeden diğer ilimIere vakıf olunamayacağını diğer bir deyişle mantık bilmeden diğer ilimIeri sistematik bir şekilde öğrenmenin mümkün olmayacağını ifade ediyorlardı.
Osmanlı medreselerinde Klasik Mantık kitapları diğer ilimIere hazırlık için okutulan ilk eserler olmuştur. Hemen her İslam alimi eserlerini kaleme alırken klasik mantığa dayalı düşünce sistemini kullanmıştır. Bu açıdan Osmanlı'nın son döneminde yetişenler de dahil olmak üzere İslam alimlerinin yazdığı eserleri anlayabilmek için bilinmesi gereken ilimIerden birisi de mantık ilmidir.
Medreselerin kapatılması ile birlikte Klasik Mantık eğitimi önceki yaygınlığını kaybetmiş olmakla birlikte dil için dilbilgisi kuralları ahlak için ahlak kuralları nasıl öğreniliyorsa sistematik düşünce için de mantık kurallarının öğrenilmesi gerektiği mantık bilmeden bir düşünce sistemine sahip olunamayacağı düşünce sistemi olmadan da ilmi hayatın söz konusu olamayacağı fark edilince Klasik Mantık ve ondan türeyen mantık çeşitleri ilgi görmeye başlamış mantıkla ilgili çalışmalar üniversitelerin bazı fakülte ve bölümlerinde Klasik Mantık ders olarak devam ettirilmiş günümüzde de seçmeli ders olarak devam ettirilmektedir.
Gün geçtikçe mantıkla ilgili yeni kitaplar yayınlansa da bu alandaki boşluk halen devam etmektedir. Klasik Mantık öğrenmek isteyenlerin kavramlarla olan mücadelesini kazanmasını sağlayacak yeni eserlere ihtiyaç vardır. Bu sebeple kitabımız bu ihtiyacı karşılamak kavramların farklı söyleyiş tarzları ile tekrarlanarak öğrenilmesini kolaylaştırmak için kaleme alınmıştır.