Bu çalışma aynı zamanda ikna retorik halkla ilişkiler gibi kavramların ortak noktalarını yakalıyor; retoriğin kökenlerine ve Antik Yunan'a giderek retorik ve ikna arasındaki temel ilişkiyi ve bu ilişkinin halkla ilişkiler ve onun retorikle bağları hakkında bir tartışmanın halkla ilişkilerdeki ahlaki ve normatif teori üzerindeki etkilerini göstermeye çalışıyor. Eser mevcut halkla ilişkiler kuramlarının büyük ölçüde yaslandığı sistem teorisinin geçerliliğini irdelerken; halkla ilişkilerdeki paradigmaların mücadelesinden de öz ediyor. Kitap hem yerli hem de yabancı literatürdeki eserlerden farklılaşarak değişik alanlardan gelen akademisyenlerin halkla ilişkiler disiplinine katkılarını biraraya getirmektedir.