Her adımda Osmanlı'dan izler taşıyan üç semavi dinin buluştuğu kutsal Kudüs...
Sırpların gözünü kırpmadan katlettiği Boşnakların ahının gökleri titrettiği Bosna...
Sadece bir sınır çizgisiyle kaderleri ayrılan fakat el uzatma mesafesinde insanıyla yan yana yaşadığımız Suriye...
Kudüs Yahudi esareti altında Bosna Avrupa'nın orta yerinde boynu bükük bir masum Suriye ise yıllardır kan ağlıyor. Üçünün de ortak tarafı bir zamanlar Osmanlı hâkimiyeti altındayken refah ve saadet içinde yaşamalarıydı. Tarihte sahneler ve oyuncular değişti; yeşiller siyaha büründü sokaklarda oynayan çocukların başına bombalar yağdı kolları taşlarla kırıldı üzerlerinden tanklarla geçildi. Kadim bir geçmişin varisi olan bu coğrafya o kadar zengin ki dünya devletlerinin saldırgan gözleri buradan asla ayrılmıyor. Biz Osmanlı bakiyesi Türkiye olarak mazlumu o kem gözlerden korumaya çalışıyoruz. Kimimiz kalemimizle kimimiz kelamımızla ve kimimiz de duamızla... Kudüs Bosna ve Suriye ecdadımızın göz bebeğiydi; savaşlar yıkımlar ve yeniden doğuşlar yaşarken onları kaybettik. Artık resmen hâkimiyetimiz altında olmasalar da halkının gönlünde hâlâ Osmanlı ve Türkiye sevgisi ağır basıyor. Bu yolculukta o sevginin tezahürünü bulacaksınız. Üstelik biz bu topraklardan çekilsek de ecdadımızın bıraktığı eserler işgalcilerin yüzünde her an her dakika patlayan bir tokat vazifesi görüyor. Tıpkı Kudüs'ü çevreleyen surlar gibi. Sadece Ortadoğu ve Balkanlar değil 'Hayaller Arastasına Yolculuk'ta Türkiyemizin birbirinden güzide şehirlerinden de hatıralar var. Belleğimizde birkaç özelliğiyle şartlandırdığımız illerimizin kuytuda kalmış zenginliklerini hakkıyla tanıyabilmek ve tanıtabilmek bize hem ferdi hem de ülke turizmi açısından çok şey kazandıracaktır. Tarihimizin büyük gezgini Evliya Çelebi'yi saygıyla anarak çıkalım 'Hayaller Arastasına Yolculuk'a... Baki kalan bu kubbede bir hoş sada bırakabilmek dileğiyle...