Eğitim adına hiçbir adım küçük görülemez. Zira bir zincirin sağlamlık derecesi en zayıf halkası kadardır. Mademki eğitim bir süreçtir öyleyse bu sürecin her bir kademesi sıhhatli olmak durumundadır. Tarih şunu göstermiştir ki bu sürecin herhangi bir safhasında ayakların kayıp düşme ihtimali daima vardır. İş ciddidir ve kendi haline rastgele bırakılamayacak kadar da mühimdir. Hakk'ın koyduğu sebeplere/kanunlara tevessül edilmeden tevekkül davasında bulunmak da doğru bir yol değildir. Bu çerçevede dünyanın küçük bir köy gibi birbirinden haberdar olduğu ve etkileşim içinde bulunduğu şu çağımızda kendimiz ve neslimiz adına nasıl bir yol izlenmelidir? Bu sorunun cevabını elbette herkes kendi şartlarına göre cevaplamak durumundadır. Ancak yine de bütün zaman ve mekânlarda dikkat edilecek temel esaslar vardır. Bunlara çağımızın gereklerini de elbette ilave etmek gerekecektir.