Kimse ne olduğunu bilmiyordu. İnsanlar deliler gibi çığlıklar atarken uçak hızla Himalayaların tepesine doğru iniyordu. Kulakları sağır eden gürültü ve sarsıntılarla biranda uçağın kuyruk kısmı ağaçlara çarparak kopar parçalara ayrılarak ormanlık alana dağılır. Gövde kısmı binlerce metre yüksekten aşağı doğru ilerleyerek Hint Okyanusu'nun serin sularına çakılır.
Geçirdikleri şoktan uyanan Kerem ile Çağla kendilerini ormanın içinde bulurlar. Endişe ve korku içindedirler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çevreye dağılmış olan uçak parçalarının ve yolcuların eşyalarının içinde onlardan başka kimseler yoktur. Az sonra vahşi hayvanların seslerini işitirler. Panik içinde dağın yukarılarına doğru koşmaya başlarlar. Sığındıkları mağara onlara bir barınak olur. Birkaç gün sonra oradan sıkılır ve aşağılara doğru inerler.
Ormanın içinde aranırken ansızın karşılarında filin üzerindeki Akbar ile karşılaşırlar. Onları izleyen aslan saldırıya geçerken fil hortumuyla onları kaptığı gibi sırtına çıkarır ve canlarını kurtarır. O andan itibaren vahşi doğanın içinde serüven dolu muhteşem yaşamları başlar.