Kitabın ilk yayınlanışından bu yana seneler geçmesine rağmen nefret ve korku halimizde herhangi bir değişiklik yok. Hâlâ nefret ediyor korku duyuyor ölüyor öldürüyoruz. Dünya ateşler içinde yanıyor. İnsanlıktan mı çıktık yoksa insanlık hali dediğimiz tam da bu mu? Terör ve korku hayatımızın vazgeçilmez tamamlayıcıları arasında çoktan yerini almış durumda. Kullanılan araçların niteliğinde kısmi değişiklikler olsa da henüz gerçek potansiyelini gizleyen büyük bir tehlikenin ortasındayız.
Çevremizde uçuşan minik şey bir sinek mi yoksa istihbarat toplayan bir drone mu? Yüz tanıma sistemiyle hedefinin alnına kilitlenmiş içinde yüksek düzeyli patlayıcı taşıyan bir suikast silahı olabilir mi?
Teknolojinin hızla gelişmesi çevremizi daha mı korunaklı kıldı? Güvenlik duvarları yükselirken; terör o duvarları tırmanacak araçları yarattı. Terör saldırıları geçmişte de o günün teknolojisinden faydalandı. Bu halde; terörle mücadelenin vizyonu nasıl olmalı?
Elinizde tuttuğunuz bu kitap 11 Eylül saldırılarının hemen ardından yazıldı. Kitap terörizmin farklı boyutlarıyla incelendiği denemelerden oluşuyor. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Deniz Ülke Arıboğan terörü bir mücadele stratejisi olarak reddediyor ve onunla mücadele edebilmek için çok yönlü bir analizin önemli olduğunu düşünüyor.