Aşkı anlatmaya alışık kalemine aldırmadan vahşice işlenmiş bir cinayeti en romantiğimiz yazdı. Kan kırmızısı satırlar bazen deli duygular içindi bazen mevta için... Realizmin sarsılmaz kalesi olanımız ise intikam sofrasının soğuk tabağını koydu önümüze. Kapanmamış hesapların defterleri ne zaman tutulmaya başlanırmış meğer!.. Kimsenin yaptığının yanına kalmaması adaletti belki de. Psikolojik analize meraklı olanımız aydınlığın ve karanlığın çatışmasında vicdanın sarsıcı sesini açtı sonuna kadar ama yetmedi; iyiliğe kötülükle cevap verenlerle öyle bir ödeşti ki!.. Ölüm kurası dedi adına. Fantastik alem ile bizim dünya arasında mekik dokuyan en genç olanımız ise günahkarların dünyasının kapılarını araladı ardına kadar. Bazen cinli bir köyden geçti yolu bazen kara bir karga hayatın acımasızlığına delirdi. Anlattıklarımız; Biraz Gerçek Çokça Hayaldi...