Eğitime en çok ihtiyaç duyan varlık insandır. Çünkü insan salt biyolojik değilaynı zamanda düşünebilen rasyonel bir varlıktır. Eğitim insanın hem bedensel hemde düşünsel yönden değişim ve gelişiminde ve böylece de onun âleme karşı vaziyet alışında en önemli işlevi üstlenmiştir. İnsan eğitim aracılığıyla bireysel hayattan toplumsal hayata ve toplumlar arası ilişkilere kadar her alanda kavrayışını geliştirerek kendine özgü bir dünya kurarken; ötekilerle ve âlemle olan ilişkisini de düzenler.İnsanlık tarihinde eğitime yön veren ve onu şekillendiren farklı düşünceler ileri sürülmesine ve bu düşünceler zaman ve mekâna göre değişikliğe uğramasına rağmen eğitilmesi gereken gerektiği düşünülen insanın doğasında ya da asli niteliklerinde temelde-özde bir değişiklik olduğunu söylemek zordur. Bundan dolayı eğitim tarih boyunca ciddi bir mesele olarak gündemdeki yerini korumuş ve ona ilişkin düşünceler yüzyıllar boyu harmanlanarak bugüne kadar gelmiştir. Bu çerçevede; Eğitim nedir? Eğitim gerekli midir? Eğitimin amacı nedir? Eğitim neyi kapsamalıdır? Kimler eğitilmelidir? Hangi yöntemler izlenmelidir? vb. sorunlaştırmalar ve bunlara ilişkin tartışmalar pratik bir felsefe disiplini olan eğitim felsefesinin konualanı içerisindedir.