Mimarlık mühendislik tasarım kültür sanat vb. konu başlıklarında kitaplar yayımlayan YEM Yayın'ın Mimarlık Denince... adlı yeni kitabı çıktı.
Mimarlık Denince...'de Doğan Hasol mimarlığın çeşitli alanlarında 60 yıla yakın bir süreçte edindiği deneyimlerin ışığında "mimarlığın ne olduğunu" ayrıntılarıyla anlatıyor; hattâ aykırı örneklerle "ne olmadığını" da.
Mimarlığı çeşitli yönleriyle mimar adaylarına ve konuya ilgi duyanlara yalın bir dil ve kurgu ile anlatıyor. Mimarlığın felsefe sanat tarih teknoloji malzeme siyaset çevre kent vb. dallarla ilişkilerini de ortaya koyarak aktaran Doğan Hasol mimarlığa ilişkin özetle şunları söylüyor:
"Mimarlık dünyanın en eski mesleklerinden biridir. Buna karşılık toplumda hak ettiği şekilde bilinir olduğu söylenemez. İnsanlar sürekli olarak mimarî çevrelerde yaşarlar: ev okul sokak mahalle parklar kentler vd... Bunların tümü mimarî mekânlardır ne var ki insanlar çoğu kez mimarî mekânlarda yaşadıklarının farkında bile değildir...Mimarlık soyut bir bireşim (sentez)dir. Bileşenleri MÖ 1. yüzyıldan bu yana en basit tanımıyla 'işlevsellik dayanıklılık estetik' olarak kabul edilir. İyi mimarlık için bu bileşenlerden hiçbirinin yetersiz düzeyde olmaması gerekir...
Bir binayı ya da yapıyı sıkça rastlandığı gibi 'güzel' ya da 'çirkin' sıfatlarıyla yorumlamak anlamsızdır. Bu tür öznel (subjektif) yaklaşımlarla yapılan yorumlar belki yorumu yapanın mimarlık bilgisi ve kültürel düzeyi konusunda fikir verebilir ama yapının mimarî eleştirisi olarak bir değer taşımaz... Mimarlık zaman ve mekânda gelişir. Mimarî birikim geçmiş dönemlerin uygarlıkların tarihin de en somut yansımalarını gözler önüne serer... O anlatımın içinde kentin çevresel ve coğrafi özellikleri ve topoğrafyası da vardır. Mimarlık sürekli değişen dünyanın anlatımıdır; toplumsal siyasal bilimsel kültürel teknolojik sanatsal gelişmelerin kavramsal çatışmaların çok boyutlu olarak somutlaşmış yansımasıdır..."