Zonguldak havzasında kömür üretiminin tarihi 150 yılını doldurmak üzere. Dünyada ve Türkiye'de başdöndürücü değişimlerin yaşandığı bu bir buçuk asırda sadece kömür işçisinin hak ve özgürlükleri karınca adımlarıyla gelişti. Madenci yabancı kumpanyaları Osmanlı paşalarını Meşrutiyeti I.Dünya Savaşını Fransız İşgalini Kurtuluş Savaşını Cumhuriyeti millileştirmeyi gördü. Ama hayatındaki küçük küçük iyileşmeler bu kelimelerin değil kendisinin eseri oldu. Savaş dendi sanayileşme dendi burjuva yetiştirme dendi bedelini mükellefiyete tabi tutularak rızası sorulmadan ödedi. Günümüzde madenci 150 yıl öncesine dönüşü yaşıyor. Tek farkla: Başlangıçta köylüydü zorla madenci yapılmıştı. Artık maden işçisidir bu defa ekonomik zorla işsizlikle açlık pahasına özel sektör ocaklarında 150 yılın bütün kazanımlarını kaybetmiş olarak kömür çıkarıyor. Baretini iş elbisesini iş güvenliğini sendikasını sözleşmesini kaybetti. Sık sık hayatını da kaybediyor. Sadece ocağa çekilen çıplak kablonun ucundaki ampülün sarı ışığı bu yüzyılı öncekinden ayırıyor. Bu çalışmanın mütevazi ışığı ise çocuk emeğine uzun işgünlerine sarı sendikacılara sendikacının eteğine yapışmış siyaset ve kalem erbabına tutuluyor Dünyanın ve Türkiye'nin tarihi çinde değerlendirilen madencinin tarihi daha çok aydınlansın diye.