Müslümanlar hayatlarını Kur'an ve sünnet üzerine inşa etme yaklaşımının yansıması olarak kendi hukuk formlarını ve normlarını geliştirmiş sistematize etmişlerdir. İslam'a nispet edilen hukuk formu Müslümanlara özgü kılınmamış; İslam odağından kaynaklanıp bütün insanlığa hitap eden normatif yapı olarak tahlil edilmiştir. Bu yaklaşımla İslam hukuku sadece Müslümanların hukuku değil bütün insanlığın huzurunu temin edecek hukuk sistemi olarak değerlendirilmiş ve tatbik edilmiştir.
Yirmi ve yirmi birinci asırlarda Avrupa merkezli düşünce biçimi kendi kültür kodlarını evrensel ve ideal olarak sunmuş diğer medeniyet havzalarının ürettiği değerleri tezyif etmiş Avrupa'yı her iyi şeyin merkezi ve başlangıç yeri olarak tanımlamıştır.
Esasında "Avrupa merkezli düşünce"nin karşısında İslamî gelenekte görülen "Cihan Devleti anlayışı" bulunmaktadır. Yani Müslümanlar tarihte Cihan Devleti anlayışıyla kendi değerlerini Dünya'nın her tarafına ulaştırmak için mücadele etmişlerdir. Bugün de batı kendi değerlerini evrenselleştirmek suretiyle Dünya'nın her tarafına ulaştırmaya çalışmaktadır.
"İslam Kamu Hukuku" kitabıyla amacımız Medine Site Devletiyle başlayan ve cihan devleti mefkûresine uzanan bütünlükte İslam medeniyetinin toplumun sevk ve idaresi için süreç içerisinde naslardaki özleri formalize etmek suretiyle oluşturup geliştirdiği devlet mekanizmasını ana hatlarıyla ortaya koymaktır.
Bu doğrultuda Kamu Hukukunun alt dalları olan Anayasa Hukuku Uluslararası Hukuk Yargılama Hukuku Ceza Hukuku ve Mâli Hukuk ele alınmıştır.