"Aşk!... Çocukluğumuzun masumiyeti içinde romanlarda ve hikayelerde ne olduğunu bilmeden üzerinde düşünmeden yüzlerce kez okudağumuz kelime.. Sonra gün gelir etrafı titrek bir ışıkla gizemli bir parün ve kutsal bir hale ile çevrelenir. Ellerimizle gözlerimizi kapatıp bu kelimeyi tekrarladığımızda ciddi bir vakar çüker ruhumuza. Biraz meraklı biraz kaygılı bir şekilde ve hem ruhumuzla hem de bedenimizle anlarız ki bu üç harfin hüzünlü bir mutluluktur."
"Pontoppidan okuduğumda gözlerim fal taşı gibi açılır. Onun konulara ve sorunlara farklı açılardan bakması ve karakterlerine karşı biri mesafeli diğeri daygudaşlık içeren iki farklı türdeki yaklaşımı şaşırtır beni. Gençlik Aşkı adlı eserinde işte tam da bu duygudaşlığı görüyoruz.
Ve aşk! Aşk sadece bir kelime değildir onun eserlerinde. Sanırım geğirmenin bir aşk itirafı olarak anlatıldığı bir başka eser yoktur. Fakat bu hikayeyi anlatan Thyssen'in dudaklarında bu kelime kulağa çirkin ya da bayağı bir ifadeye dönüşmüyor."