Dil kültür edebiyat sanat deneme şehir fikir dış politika konuları başta olmak üzere pek çok edebi türde ve konuda yazılar yazan Doğan eserlerinde sorunları gündeme getirmekle kalmayıp çözüm önerilerini de sunuyor.
Doğan işte bu eserinde de; "Toprak işleyenin su kullananın" sloganıyla iktidar olmuş Bülent Ecevit'in "Benim de ömrüm yetmedi. Dilerim siz bu kaderi değiştirebilirsiniz" diyerek itirafta ve vasiyette bulunduğu daha önceki ve sonraki hükümetlerin de kalıcı çözüm önerileri getiremediği toprak reformunu tüm gerçekliği ile kaleme almış.
Yazar Yayınları D. Mehmet Doğan Külliyatı serisinden çıkan "Tarih ve Toplum" ; İslâm ve eski Türk devletleri uygulamalarından günümüze kadar olan süreci kapsıyor.
Üç bölümden oluşan kitap D. Mehmet Doğan'ın sunuş yazısı ile başlıyor.
Doğan bu bölümde meselenin genel bir tanımını yaparken şu görüşlere yer veriyor:
"Cumhuriyet sonrasının sun'i itişleriyle bazı menfi şartlanmalar içine girmiş nesillerin kendi problemlerini sun'i sosyal meseleler üreterek yüceltmeye çalışmaları fikir hayatımızın belli başlı çıkmazı olmuştur. Her nasılsa adı konulmuş birçok şey için hareketi kendisine vazife edinen aydınların ortaya çıkardığı meseleler bu çıkmazı tamamlar. Toprak meselesi «halkçılık» ve «devrimcilik» olarak nitelenen ve her aydında mutlaka bulunması gerektiğine inanılan iki efsanenin çerçevesinde son yarım yüzyıl Türkiye'sinin en çok tartıştığı toplum meselesi olmuştur. Gerekçeleri ve çözümleri bu iki efsanenin etrafında düşünülen toprak reformu çabaları gerçekleşme şansını daha baştan kaybetmiş olmaktadır. Bu sebepledir ki Tanzimat devrinden beri gerçekleştirilen ıslahat/devrim ve reformlar ters gelişmeler doğurmuştur.
Meselenin toprak mülkiyeti ile ilgili yönü üzerinde durulursa açık bazı neticeleri görebiliriz. Tanzimat devrinde gerçekleştirilen yapı tarım topraklarının devlet mülkiyetinden daha pratik kullanımlı ve sosyal olan bu durumdan bazı güçlü fertlerin tasarrufuna daha fazla imkân veren bir duruma geçilmesi ile neticelenmiştir. Toprağın özel mülk haline gelmesi vakıası yanında bazı köylü kitlelerinin mülksüzleşmesini de getirmiştir. Daha sonraki yıllarda bu fiilî durum hukukî dayanaklar da bulmuştur. Bu konuda son çizgilerin Cumhuriyet döneminde çekilmesi de bir tesadüf olmamak gerekir...."
"Aydın Yabancılaşması Tarih Toplum ve Toprak" başlıklı giriş yazısından hemen sonra birinci bölümde "Osmanlı Sisteminin Temelleri" ikinci bölümde "Osmanlı Toprak Sistemi ve Toplum Yapısı" üçüncü bölümde ise "Cumhuriyetten Sonra Toprak Meselesi" ana başlıkları altında toprak meselesi tarihi vesikalarla anlatılıyor.
Eserin sonunda da "Netice: Tarih Toplum ve Toprak Meselesi" başlığı altında Türkiye'de toprak reformunun içtimaî siyasî ve iktisadî yönlerine dikkat çekiyor.
"Tarih ve Toplum Türkiye'de Torak Meselesi ve Toplum Yapımızın Tarihi Oluşumu"; tarım sektörümüzün temel sorunlarına çözüm yolları aranırken toprak reformunu gündeme getirenlerin de bu konuda kafa yoranlarında temel almaları gereken bir eser.
Kitabın içeriği hakkında bir ön bilgi edinmek isteyenler için arka sayfadaki tanıtım yazını da sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Tarih deyim yerindeyse bir geçmiş yıllar sosyolojisidir. Bu yüzden toplumun halihazır kurumlarıyla uğraşanlar onların temellerini tarihte bulacaklardır. Bu noktada yanlış yerden başlamak iki şekilde tezahür edebilir: Birincisi tarihe yani toplumun şuuraltına gereken önemi vermemek; ikincisi ise başka toplumların tarihî evrimini ve kurumlaşmalarını kendi toplumumuzda bulmaya çalışmak. Son asırların tipik yanlış yerden başlayışlarında bu iki tarzı ayrı ayrı veya birlikte bulmak mümkündür."
Tarih ve Toplum uzun bir aradan sonra yeniden yayınlanıyor. İlk defa 1977'de basılan Tarih ve Toplum 1989'da geliştirilmiş baskısıyla okuyucunun karşısına çıkmış ve bu haliyle 3 defa basılmıştı (sonuncusu 1998'de). Yine uzun bir aradan sonra 5. baskısını okuyuculara sunuyoruz. Tarih ve Toplum titiz bir araştırma ve incelemeye dayanan muhtevasıyla ve yazarın ilgi çekici tesbit ve değerlendirmeleriyle alanında akademi dışında yapılmış öncü kitaplardan."