İsmail Güzelsoy Seti 4 Kitap
Gölge
Sincap
Çıt Yok
Değmez
Gölge
Hikayemiz namusumuzdur...
Gölgen hep yanımda olacak... Herkesin gizli bir şarkısı vardır ömrünce içinde taşır bazen öyle derine gömer ki zamanla kendi de unutur onu. Ta ki aynı şarkıyla sarhoş olan biriyle rastlaşana kadar. Biz aynı şarkıyla kederlenmiş ağlamışız bir zaman. Sana o yüzden inandım. Biliyorum başka bir zamanda söylenmiş söylenecek ya da söylenmekte olan şarkıyla birbirini tanımadan birlikte dans eden insanlarız. Yüzünü göremiyorum gözlerim gözlerine değmeden konuşuyorum bunu hiç sevmiyorum ama buraya kadar ulaştığına göre iyi biri olmalısın. Neden seninle hikâyemi paylaşmam gerektiğini bilmiyorum ama istediğini yapacak hatırlayabildiğim her şeyi anlatacağım şimdi. Anlamak için acele etme. Bazı şeyleri anlamadan da severiz ya. İnsanları mesela... Aşk başka ne ki? İstanbul semalarında iki minare arasına gerilmiş ipte yürüyen bir çocuk ve bir maymun... İki can dostu... Oradan şehri seyrediyorlar... Aşkı günahı ölümü boynuna kolye gibi asmış İstanbul'u... Şehrin hikâyesi bir zaman sonra onların hikâyesi olacak çünkü... Edebiyatımızın en güçlü seslerinden olan İsmail Güzelsoy Gölge ile yazarlık serüveninde doruğa ulaşıyor... Aşk var bu romanda. Şefkat var. Ölümsüzlük peşinde gizemli bir cemiyet. Rüyaların dilini çözmeye çalışan insanlar. Ve ölümün bile sona erdiremediği bir dostluk...
Primavera de Novela Ödülü
Sincap
BAZEN KENDİ HİKÂYENİ BAŞKASINDA KEŞFEDERSİN
Bir şey yaratıyorsun sonra o yarattığın şey sana sırlarını fısıldıyor. Bilmediğini zannettiğin sırları. Bak şair bir zaman gelecek şiirlerin seninle konuşacak. Tanrı sen ve ben izahı mümkünsüz yaratmanın sarhoşluğuyla bir araya geldik. Tanrı bizi yaratırken bir gün ona kendi sırrını fısıldamamızı arzuluyordu. Biz onun gizli hafızasıyız. Hiç düşündün mü ya yazdıkların aslında sana kendilerini yazdırıyorsa? Ya biz Tanrımıza kendimizi yarattırdıysak? Bu yüzden biz kendimizi anlamaya çalışırken Tanrımızla yüzleşiriz. Bu yüzden insanların Tanrısı kendilerine benzer...
Fikirleri yüzünden ülkeyi terk etmek için İstanbul'dan kaçan şair İskender Sof...
Peşinde İskender'in şiirlerinden yola çıkarak onun izini süren istihbarat ajanı Metin...
Kişisel bir intikam planı olarak kalpazanlığı seçen Sincap ve film karelerinde yaşadığını hayal eden Süreyya... İsmail Güzelsoy'dan soluksuz okuyacağınız bir roman...
Çıt Yok
İNSAN EN BÜYÜK SIRLARINI KENDİSİNDEN SAKLAR...
Benimle göz göze gelmemeliydin. Gözlerimin hafızasına bakmamalıydın. Orada yaralı hayatların kahırlı masalını görmemeliydin. Ne sorarsam sorayım aynı cevabı veriyorsun: Katil kim? Bu kıyım çağında "Katil kim?" demek "Katil ben değilim" diye kendine yalancı tanıklık etmekten başka ne ki? Bir katil yaratalım ve onu yenelim istiyorsun.Zehirli sözlerden kurtul. Benimle bak kendine. Gözlerime tanık ol. Mademki bir kez baktın gör o zaman. İkinci savaş zamanı... İstanbul'u dehşete sürükleyen cinayetler... Cinayetlerini mutlak sessizlikle işleyen bir katil... "Ölü olmaktan ne zaman sıkılır insan?" diye soran bir çocuk... "Bazı oyunları kaybetmek için oynarız" diyen bir horoz dövüşçüsü...İsmail Güzelsoy'un romanı Çıt Yok gizemli bir hafiye romanı gibi sürükleyici varoluşun en temel sorularını cesurca dile getiren bir metin kadar derin.
Değmez
Kelimelerin gücüne edebiyatın büyüsüne inancını koruyanlar için... Benim için çizdiğin kader planını kabul etmiyorum! "Tanrı insanın ölümsüzlüğe varmış halinden başka bir şey değil" diye cevaplıyordu beni Selman Dermanî. "Ölüm ile kesilen bir hayatın hiçbir anlamı yoktur. Değmez... Bütün bu çabalara sağalmaya hasta olmaya iyileşmeye çalışmaya mülk edinmeye çocuk yapmaya âşık olmaya değmez. Lisan öğrenmeye şiir okumaya saz dinlemeye mutlu olmaya değmez. Ancak ölümsüzlük varsa bu dünya hayatının bir anlamı olabilir. Kendimi yeniden sıfırdan üretmeyi istiyorum. Bunu yapacağım. Hakkım! Kadere teslim olacaksak mağaralara dönelim haydi!.." İnsan yalnızca bir kez "Değmez" diyebilir ikinci kez bunu tekrarlıyorsa sahtekârdır. İlk söylediği anda kalemini kırmıştır zaten. Aras Nehri'nin dibinde buz tabakasının altında bir adam yatıyor: Bir edip. Faruk Ferzan. "Ne oldu bana? Öldüm mü?" diye soruyor kendi kendine... Öldü mü? Ölmediyse birinin onu kurtarması gerekecek. Yola devam etmesi gerekecek. Aşk yaşanmaya değerse bunu yapmalı... El çabukluğuyla bizi efsunlayan bir yazar var karşımızda... Fennî Sihirler yapan bir sihirbaz!.. İsmail Güzelsoy Değmez'de hayatın en büyük iki sırrının aşkın ve ölümün dansını koyuyor sahneye. Kelimelerin gücüne edebiyatın büyüsüne inancını koruyanlar için...