Telefonda Ahmet'i dinlerken içki şişelerinin yanında buluyorum kendimi. Bir viski dolduruyorum ve ilk kadehi tek seferde yuvarlıyorum. Karıma içkiyi bırakacağıma dair söz vermiştim ama bu kuralı şimdi bozuyorum. Yanına yattığımda içki kokacağımı düşünüyorum ve bu yüzden kavga edeceğimizi de ama yine de kendime engel olamıyorum.
"Günlüğünde bahsettiği şeyler başını ağrıtacak türden..."
"Ne mesela ne yazmış ki?"
"Senin ne kadar bencil ve acımasız biri olduğundan bahsetmiş."
"Neden ben ona ne yapmışım ki?"
"Ve romantizm yoksunu olduğunu söylemiş."
Terlediğimi ve sesimin yükseldiğini fark ediyorum. Aysun'u uyandırmamak için öbür odaya geçiyorum. Kapıyı yavaşça kapatıyorum. Olabildiğince sessiz konuşmaya devam ediyorum.
"Başka ne demiş?" diye fısıldıyorum. "Duymak istediğinden emin misin?"
Bir ilk kitap "Arayan Kimdi Tatlım?" ilk olmasına karşın kitapta yer alan öykülerin tümünde yazınsal dilsel disiplin izleniyor. Yani öyküyü bilen bir yazar duyumsanıyor.
Öykülerde ise çokça ironi öne çıkıyor. Dahası ironiyi şaşırtma ve ön yargıları yıkma üzerinden kullanıyor yazar. Böylelikle karşı karşıya bırakıldığımız olaylara birden çok bakma olanağı veriyor.
Bir öykücüden de bize şaşırma yetimizi duyumsatmasından başka ne beklenir ki? Yolu açık bir yazar Hakan Derya Ömürlüoğlu...
- Aydın Şimşek