Yeryüzüne indirilmiş en büyük armağan olan Kur'ân-ı Kerîm hakkında çalışma imkânını bize lütfeden Allah Teâlâ'ya hamdü senalar olsun. Kendisine indirilen kitabı bize tebliğ ve tefsir edip görevini bihakkın yaparak Rabbinin huzuruna varan Resûl-i Ekrem'e salâtü selâm olsun. Malûmdur ki dünyada en çok okunan ve kıyamete kadar okunmaya devam edilecek olan Kur'ân-ı Kerîm hakkında belki en çok araştırma yapılan bir kitap olma ayrıcalığına sahiptir. Geçmişten günümüze kadar onun binlerce tefsiri yapılmış ve dünyada Müslüman kaldığı müddetçe yapılmaya da devam edilecektir. Yüce Allah kâinatı yaratmış ve varlığının delilleri olan tekvînî ayetleri onun her bölgesine yerleştirmiştir. İnsana akıl gibi bir meleke vermiş yalnızca aklının kılavuzluğunda yol almasının onu yanlış yönlere sevk edeceğini bildiği için peygamberleri vasıtasıyla tenzîlî ayetlerini de ona bildirmiştir. Bu ayetlerin sonuncusu olan Kur'ân-ı Kerîm'in en önemli özelliği kendisine önyargılı fikirlerle yanaşmayan ve samimi bir niyetle onu anlamaya çalışanlara sırlarını açmasıdır. Bizim bu sırları bazen bir manzarada bazen bir insanda ya da bir canlıda görmemiz Kur'ân'ın
kâinatı ve onun içindekileri okuma kılavuzu olmasının bir sonucudur. İnsanoğlu bu kılavuz rehberliğinde yol aldığı zaman dünyasını yaşanılır kıldığı gibi ahiretini de cennete çevirmiş olur.