Önümüzde çok zor ve çetin bir kış vardı. Hastalık günden güne ilerliyordu. Önce isimlerimizi unuttu. Sonra her gün gidip geldiği yolları sokakları adresleri. Zamanının en iyi terzisiydi. Büyük bir aşk ile icra ederdi mesleğini mesleğinin getirdiği becerilerini unuttu giyinmeyi unuttu. Yemek yapmayı unuttu. Yavaş yavaş kelimeleri unuttu. Sevdiği insanların yüzlerini unuttu. Geceyi gündüzü ayırt edemiyordu artık. Hayatı boyunca en çok korktuğu şey başına gelmişti. O artık bir alzheimer hastasıydı. Böyle iki yıl geçti. Dedemi bu iki yılın birinci yılında kaybettik. Bu vefat onun hastalığını daha da hızlandırmıştı. Kendi evinde kalması artık imkânsızdı.
(Alzheimer isimli öyküden)