Efesli Herakleitos'a göre "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir". Bu açıdan düşünüldüğünde hayatın doğal seyri içinde zaten var olan 'değişim' kaçınılmaz bir sonuçtur. Ancak her dönemin değişim süreci ve yaşanan değişimlerin hızı aynı paralellikte değildir. İçinde bulunulan mevcut şartlar sahip olunan olanaklar ve toplumsal yapı değişim dinamiklerini önemli derecede etkileyen parametrelerdir. Teknolojinin bu üç parametrenin kesiştiği yerde karşımıza çıkıyor olması onun ayrı bir yerde konumlandırılmasını gerekli kılmaktadır.
Yazının icadından günümüze kadar geçen süreçte teknoloji her zaman değişimin ana aktörlerinden biri olmuştur. Öyle ki yazının icadının bir 'milat' olarak kabul edilmesi eski dönemlerden beri teknolojinin her daim insan hayatı için son derece önemli ve belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Hiyerogliflerle başlayan süreç günümüzde dijitalleşme ile devam etmektedir. Kuşkusuz dijitalleşme teknolojinin vardığı son nokta değildir. Ancak oldukça önemli duraklarından biri olarak görülebilir. Bu süreçte hayatımızdaki birçok şey dijital çağ ile uyumlu hale gelerek değişim geçirmiştir. Elinizde tuttuğunuz bu kitap söz konusu dijital değişimlerden önemli ölçüde etkilenen gazeteciliğin gazetenin ve gazete okurunun değişim sürecini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda 'Dijital Gazetecilik ve İletişim' kitabı dijitalleşmeyi gazetecilik mesleği özelinde ele alarak değişen haber algısına ve farklılaşan gazetecilik pratiklerine yakından bakmaktadır.