Özel hukuk kişileri idari faaliyetlerin görülüşünde giderek artan bir biçimde rol üstlenmektedir. Başlangıçta yalnızca kamu hizmeti alanında karşımıza çıkan özel hukuk kişileri günümüzde diğer idari faaliyetlerin yürütülmesinde de kendilerine yer bulmaktadır. İdari faaliyetlerin görülüşünün giderek daha yoğun olarak özel hukuk kişilerine bırakılması beraberinde çeşitli sorunları gündeme getirmektedir. Bu sorunların en önemlilerinden biri de idari faaliyetlerin asli aracını teşkil eden idari işlemin idari faaliyetin görülüşüne katılan özel hukuk kişileri tarafından tesis edilip edilemeyeceğidir. Çalışmada kamu gücünün en önemli görünümlerinden biri olan idari işlemin bir özel hukuk kişisi tarafından tesis edilip edilemeyeceği sorununun belirliliğe kavuşturulmasına çalışılmıştır. Bu kapsamda ozel hukuk kisiliginin kamu kesimindeki gorunumleri konusunda bir ayrıma gidilmis ve idari islemin bir ozel hukuk kisisi tarafından tesis edilip edilemeyecegi sorusuna da bu ayrım cercevesinde cevap aranmıstır.