Bir zaman yolcusunun pek de heyecan uyandırmayan bir acayip hikâyesi kaderiyle tangosu.
"Bir aşkı karşılıksız bırakmak sekizinci günah olmalıydı lakin o pek de günahkâr birine benzemiyordu. Çok kadın tanımıştım. İmkân verseler dünyayı baştan aşağı maviye boyayacak kadınlar. Ancak kırmızı bir başka güzeldi. İlk günahın rengiydi. Beni ateşe götüren bir minibüsün en arka koltuğundaydım. Yan koltukta ise gözlerini benden kaçırmakta usta olan düşlerim oturuyordu. Los Angeles aromalı bir Tokat akşamıydı. Los Angeles'ın bundan haberinin olmaması ise bir miktar tat kaçıracak türden ancak önemsiz bir detaydı."