ŞEYTAN
Antikiteden İlkel Hıristiyanlığa Kötülük Algıları
Çeviren: Elif Çelik
368 sayfa
Kötülüğün kaynağı nedir? Ve dünyada neden bunca kötülük vardır? Basitçe hisseden varlıklara acı verme olarak tanımlanabilecek kötülük insanlığın en eski ve en ciddi sorunlarından biridir. Hayata ve yaşananlara anlam kazandırma arayışı insanı daima bu dünyada karşılaştığı acıların kaynağını sorgulamaya itmiştir. Ve bu acı isterse binlerce kilometre uzakta isterse yüzlerce yıl geçmişte meydana gelmiş olsun bizim için her zaman dolaysız ve somuttur. Toplama kampındaki bir kurbanın napalm bombasına maruz kalan küçük çocuğun veya savaş meydanında can vermekte olan askerin acısını empati yoluyla dolaysız bir biçimde deneyimleyebilirsiniz. Ve bunlardan birinin bile acıya maruz kalmasının hoş görülemez olduğunun fark edilmesi bize kötülük sorununu anlamak ve onunla mücadele etmek için mutlak bir sorumluluk yüklemektedir.
Jeffrey Burton Russell kötülük kavramına çeşitli kültürlerde kişilik özellikleri yüklenmesinden yola çıkıyor ve konuyu anlaşılır kılmak adına "Şeytan" adını verdiği kötülüğün kişileştirilmesinin bir tarihçesini sunuyor. "Kötülüğün Tarihi" serisinin ilk kitabı olan Şeytan antikiteden Yeni Ahit dönemine uzanan sürede Doğu'da ve Batı'da insanların kötülük sorununa nasıl yöneldiğini ele alıyor. Şeytan; iyi ve kötü kavramlarıyla mitolojik veya doğaüstü bağlamda ilgilenen kişilerden; tarih felsefe antropoloji teoloji sosyoloji psikoloji alanlarının uzmanlarına kadar herkes için kaynak niteliği taşıyor.
İBLİS
Erken Hıristiyan Geleneği
Çeviren: Ahmet Fethi
336 sayfa
Kötülük reddedilemez bir biçimde bu dünyada vardır; her birimiz kendi yaşantılarımızda veya çevremizde meydana gelen olaylarda kötülüğü doğrudan deneyimleriz. Peki onun ezeli varlığını etkilerini ve sonuçlarını nasıl açıklarız? Izdırabın bizi sınadığı ve eğittiği görüşünden günahlarımızın bir sonucu olduğu görüşüne kadar pek çok farklı açıklama ileri sürülmüştür. Kötülük yalnızca özgür iradeden kaynaklanan eylemlerin sonucu mudur? Izdırabın derecesi ve miktarı neden bu kadar büyüktür? Ayrıca kasırga ve kanser gibi doğal kötülükler nasıl özgür iradeden kaynaklanan bir günahın sonucu olabilir? Bu şekilde kurulan ilahi bir denge sinir gazlarının işkencelerin ve cinayetlerin olduğu bir dünyada en aydınlanmış kişinin bile kavrayışını aşmaktadır.
"Kötülüğün Tarihi" serisinin ikinci kitabı olan İblis Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemde Kilise babalarının ve teologların kötülük sorununa yaklaşımlarını ele alıyor. Jeffrey Burton Russell bu ciltte Şeytan kavramına yönelik hem aydınlatıcı bir inceleme yürütüyor hem de kavramın gelişiminde etkili olan imgesel ve güçlü bakış açılarını sunuyor.
LUCIFER
Ortaçağ'da Şeytan
Çeviren: Ahmet Fethi
512 sayfa
Şeytan'ın en büyük zaferi herhalde var olmadığına dair modern dünyayı ikna etmiş olmasıdır. Oysaki şeytaniliğin elle tutulur gözle görülür somut kanıtlarını savaşlarda işkencelerde gözlemleyebiliyoruz. Çağımızda yaşanan dehşetler kötülüğün insan doğasında özsel olarak bulunduğuna inanmamıza neden oluyor.
"Şeytan" kavramı "kötülük" kavramına güçlü bir şekilde kök salmıştır ve kötülük oldukça etkileyici bir konudur. Jeffrey Burton Russell kötülüğün kişileştirilmesi olarak Şeytan'ı merak uyandıran "Kötülüğün Tarihi" serisinde ele almaya devam ediyor. Serinin üçüncü kitabı olan Lucifer Şeytan kavramının beşinci ila on beşinci yüzyıllardaki evrimini gözler önüne sererken din sanat edebiyat tiyatro gibi alanların yanı sıra skolastik felsefe mistik teoloji vaiz edebiyatı hagiografi yardımıyla Ortaçağ diabolojisine ışık tutuyor. Lucifer'de Ortaçağ'daki Şeytan kavramının yüzyıllar içinde nasıl değiştiğini ve meydana gelen katı inançların 1500'lerde ve 1600'larda cadı avı histerisini nasıl körüklediğini de öğreniyoruz. Russell kavramın özellikle Batı'daki gelişimini incelese de Doğu Ortodoksluğu ve İslam düşüncelerine dair detaylı bilgilere de yer veriyor; ayrıca konunun hem uzmanlarına hem de meraklılarına muazzam bir tarihsel kaynak sunuyor.
MEPHISTOPHELES
Modern Dünyada Şeytan
Çeviren: Elif Çelik
528 sayfa
"Kötülüğün Tarihi" serisinin son cildi olan Mephistopheles ile birlikte kötülük kavramını açıklamada en önemli figür olan Şeytan'a dair bugüne dek yapılmış en kapsamlı tarihsel çalışma tamamlanmış oluyor. İlk üç kitapta diabolojinin tarihini Ortaçağ sonuna kadar getiren Jeffrey Burton Russell Mephistopheles'te Reform döneminden itibaren geleneğin izlerini sürüyor. Teoloji felsefe psikoloji sanat edebiyat ve popüler kültür öğelerinden faydalanarak Şeytan idesinin zihinlerimizde nasıl bir değişime uğradığını tanımlarken modern zamanın entelektüel ve kültürel gelişmelerine de ayrıntılı olarak yer veriyor.
Alanında kilit isimler ve moda akımlar üzerinde duran Russell Rönesans ve Reform dönemlerinde doruğa ulaşan cadı çılgınlığını Aydınlanma'nın rasyonalist felsefesinin etkilerini Romantik Şeytan imgesini ve 19. yüzyıl sonlarında Şeytan'ın edebiyattaki ve bilimdeki yerini irdeliyor.
"Kendini kötülüğe adamış tinsel bir kişilik olarak Şeytan'ın gerçekten var olabileceğine dair ne tür belirtiler söz konusudur?"
Şeytan her ne kadar modası geçmiş bir metafor gibi görünse de çağımızın en korkunç olayları radikal kötülüğü betimlemede bir sembole ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir. Muazzam bir kavrayış ve araştırmanın ürünü olan Mephistopheles radikal kötülüğü açıklayabilmemiz için pek çok farklı yol öneriyor.