Hasan Ağa isminde bir oduncu vardı. Bu adam o kadar fukara idi ki karısını ve kızını besleyemiyordu. Birçok günler bu aile yarı aç yarı tok yaşıyorlardı. Bazı günlerde ormana giderek kuru dallar ve odun parçaları topluyorlar birer küçük paket yaparak sırtlarına vuruyorlar pazara inip satıyorlardı. Eğer bu satışla o günkü yiyeceklerini çıkarabilirlerse Allah'a bin şükür edip mesut oluyorlardı. Ama aç yatıp kalktıkları da vardı.
Hasan Ağa ile karısı bu zahmetlere pek güç katlanıyorlardı. Heme kızlarının halin onlara pek dokunuyordu. Öyle ya Hüsniye daha pek gençti tam gülecek eğlenecek süslü elbise giyecek yaşdaydı. Bu kada acı sefaletlere katlanabilir miydi?