Yılmaz Şener Kör Adım romanıyla matematiği hasıraltı etmemiş yazarlardan olduğunu gösteriyor. Merak uyandıran kurgusu nefes alıp veren karakterleri ve okuma iştahını açan diliyle başucu kitabı hâline gelecek bir eser vadediyor okuruna. Başkahraman dönüştükçe dil de dönüşüyor. İlk okunduğunda önemsiz gibi görünen ayrıntılar roman ilerledikçe bir yapbozun parçaları gibi boşlukları dolduruyor. Faili meçhul bir cinayetle hayatı değişen bir çocuğun büyüyüp olgunlaşma sürecini ve doğduğu topraklara geri döndüğünde başına gelenleri konu edinen Kör Adım okuru fethedecek bir roman.
"Güneşin yeniden doğması başka bir günü getirmiyor sadece dünü uyandırıyordu. Yarını olmayan tek yapraklı bir takvimin içinde oyalanıyorlardı. Zaman burada geçmiyor çürüyordu. Çürürken de içinde oyalanan her şeyi kendisiyle beraber çürütüyordu. Bazen güneş bile çürüyordu buralarda. Asılı kaldığı yerde dağların arkasına saklanana dek sahip olduğu ışığıyla çürümüş bir koku yayardı."