Yüzyılı aşkın bir süredir ışık kamera oyunculuk ve kurgu
stratejileri ile görüntü üzerinden anlam inşasını sürdüren sinema
küresel açıdan bir rağbet mecrasına dönüşmüştür. Andre Bazin'in
(1966) biraz abarƨlı yakışƨrmasıyla yeniçağın diniymiş gibi kutsiyet
aƞedilen sinematografi dünyası Lumiere kardeşlerden günümüze
kadar kendine özgü bir dil gelişƟrmişƟr...
Görüntü oluşturmaya dair metotlar geçmişten günümüze her
ne kadar değişmiş ve gelişmiş olsa da görüntü üzerinden anlam
üretme kaygısı hiç yok olmamışƨr. Özellikle yaşadığımız çağda
görüntü anlamın ta kendisi olmuş; gerçeklik ya da kurgusallık gibi
diğer tüm kıstasları alt etmeyi başarmışƨr. Ancak bu başarı
karşılığında ağır bedeller ödenmesini de zorunlu kılmışƨr. En büyük
bedel de görüntü üzerindeki anlamın üretenin hakimiyeƟnden
çıkması olmuştur. Görüntüdeki anlam arƨk üretenin değil; herkesin
kendi gerçekliğini kendi anlamını bulduğu bir göstergeler
sistemine dönüşmüştür.
Bu kitap; bir yerlere ait olmak ya da sadece var olmak
konusunda temel belirleyenin "görünür olmak" üzerinden
kurulduğu günümüzde okuyucuyu dürterek görüntü ve anlam
arasındaki ilişkiyi bir kez daha sorgulamaya itmektedir. Bu amaçla
kitapta görüntü ve anlam ilişkisini tarƨşan alƨ yazıyla okuyucuya
farklı pencereler açılmaktadır.