Cemil Meriç "Kartaca'nın tarihini Roma'dan dinledik" diye yazmıştı. Roma karşısında
mağlup olan ve bütün izleri silinen bu Afrikalı devlet muhtemelen tarihini anlatacak bir
Kartacalı çıkıncaya kadar sessizliğini koruyacaktır. Avrupa'nın Kartaca'sı olan Osmanlı
tarihini de Avrupa merkezli bir bakışla okuyup okutmuyor muyuz? Biz de Osmanlı'nın
tarihini Avrupa'dan dinleyenler safında değil miyiz? Hammer değil midir Osmanlı tarihi ile
ilgili önemli referans kaynaklarımızdan birisi? Osmanlı tarihini 'Viyana'ya gittik
Viyana'dan döndük' şablonuna sıkıştırarak anlatma hastalığımızdan belli değil mi bu?
Niye Tebriz'e Aden'e dünyanın bir ucundaki Hindistan'ın Goa limanına kadar gittik
demiyoruz da Viyana'ya gitmeyi bu kadar önemsiyoruz? Üstelik Viyana'nın İstanbul'dan
mesafesinin sadece 956 kilometre olduğunu bile bile söylüyoruz bunları (oysa Osmanlıların
fethettikleri Bağdat'ın İstanbul'a olan mesafesi 1334 Kirmanşah'ınki ise 1579
kilometredir). Daha Yemen'i dahil etmiyorum listeye çünkü ölçüm aletlerimizi maazallah
patlatabilir.