Günümüzde Bulgaristan'ın güney kesiminde yer alan Filibe Osmanlı Devleti döneminde Balkanların önemli şehirlerindendir. Tarihi boyunca birçok devletin hâkimiyetinde kalan ve sık sık düşman saldırılarıyla tahrip olan Filibe 1364 yılında Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra istikrara ve huzura kavuşmuştur.
Filibe Osmanlı Devleti döneminde İstanbul'dan başlayıp Belgrad'a kadar uzanan askerî ticârî ve siyasî bakımdan Balkan yarımadasının en işlek yolu üzerinde kurulmuş bir şehirdir. Asya'yı Avrupa'ya bağlayan ana yol üzerinde bulunan Filibe hem tüccarlar ve seyyahlar için konaklama yeri olması hem de Tuna boyları ile Balkanların daha ileri noktalarına yapılacak askerî harekâtlarda toplanma ve üs bölgesi olarak kullanılması bakımından her zaman önemini korumuştur.
Yaklaşık altı asır Osmanlı idaresinde barış ve refah içerisinde yaşayan Filibe'de 1878-1879 Osmanlı-Rus savaşından sonra Osmanlı izleri silinmeye başlanmış 1909 tarihinde tamamen koparılarak özellikle nâhiye kasaba ve köy isimleri hızla değiştirilmiş Osmanlı kimliğinden tamamen uzaklaştırılarak Hristiyan Bulgar kimliğine bürünmüştür.
Osmanlı döneminde Filibe sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan dikkat çeken bir şehirdir. Bunda hiç şüphesiz burada kurulan pek çok vakıf eserinin önemli bir rolü olmuştur. Nitekim Osmanlı Devleti'nde vakıf kurumu; câmi mescit tekke zâviye mektep medrese gibi kurumlarıyla din ve eğitim hizmeti vererek manevî hayatı canlı tutmak ve eğitim-öğretim seviyesini yükseltmek; vakıf kurumu bünyesinde çalışanlara geniş istihdam alanı oluşturma bakımından ekonomik hayata önemli derecede katkı sağlamak; çeşme sebil yol köprü gibi kurumlarıyla halkın geneline hizmet vererek günlük hayatta konforu artırmak; imâret darüşşifa gibi kurumlarıyla dezavantajlı grup olarak kabul edilen kimseler ile refah seviyesi yüksek kimseler arasında sosyal dengeyi sağlamak gibi çok önemli roller üstlenmiştir.
Osmanlı vakıf tarihi çalışmalarının önemli kaynaklarından birisi de şüphesiz son yıllarda araştırmacıların dikkatini çeken Hurûfât Defterleridir. Hurûfât Defterindeki kayıtlar Osmanlı idari teşkilatı içerisinde kaza esasına dayalı olarak tutulduğu için Osmanlı Devleti'nin taşra teşkilatının işleyişi hakkında bilgi vermesi bakımından önemlidir.