"Güneşin doğduğu yer" anlamındald "anatol" J. Latacz'a göre "Avrupa kültürünün en güçlü köklerinin sürdüğü yerdir"; "Batı Uygarlığı 'nın doğduğu yeri" çağrıştınr. Uygarlığın çektiği yaratıcı kadim topraklarda bu kez Mö 12 binyıl önce Avrupa yolculuğuna 1200-500 arası süreçte çağdaş değerleri Batı'ya taşıma misyonunu sürdüren lonlar belli ki bunun Içim "le gelen "en soylu Atinah" olmuşlardır. Öyleyse eğer; sanatın ve bilimin ataları tannlan yaratanlar ve ünlü harflere birer işaret vererek "bizim alfabemizi" yaıanlar neden "Hellas'ta doğanlar" olmamışlardır? Bu terslikten başkuur Atina merkezci dogmalaşmış görüşüp sorgulanmasına; "Batıdan bağımsız" olarak ve "en hakiki mürşidin" yolunda ve ancak Anadolu'yu 12 binyılın büyük resmiyle tanıyarak başlanır. Bu Alkım'ın deyişiyle tüm zamanlarda eski ve yeninin alaşımıyla kaynaşarak başkalaşan yerel kültürler "Anadolu Uygarlığı" özgün kimliğinde aynılaşırlarken; Hellas'ta Geç Tunç Çağı Akha Hellenleri'nde kültür ve sanat genel görüntüsüyle nasıl "Girit" gibi "Hitit" gibidir ve izleyen Demir Çağı'nın Dor Hellenleri'nde bu kez "fon" gibiye dönüşmüştür yani her iki halde de bir başkasının emeğiyle şekillenmiştir; sorgulanmayışı şaşırtmaktadır.
"Avrupa'nın ana kenti Milerin; Tunç Çağı'nda sonekli Millavanda adıyla Luvi oluşunun Homer ve Herodot zamanında orada ve çevre yerleşimlerde "Hellence olmayan" bir dil Karta konuşulmasının ve de "Ön Sokratik düşüncenin doğum yerinde" Thales'in ve Prienell Bias'ın babalarının Luvice'ye akraba Karca adlar taşımasının ne anlama gelebilece-ğinin sorgulanmayışı da şaşırtmıştır. Çünkü "Karlan" oluş onların Karadeniz'de kurduğu onlarca koloni kentin nasıl "Hellen" kimliğiyle yaftalanabileceği ya da doğa olaylarını akıl ve özgür düşünceyle açıklayanlar ile onları hem de "demokrat" Atina'nın Altın Çağı'nda-"dinsiz" diye yargılayanların nasıl "aynı halktan" sayılabileceği sorusunu getirecektir usa. Batı Uygarlığı'm yaratan lonlann "Hellen soyundan halklar" olmadığı bir Mısır yazıtıyla somut tanığuıı bulmuştur. 33 yıllık emeğin dilimine çevrilerek kitaplaşması bunlar bilinsin ve artık tartışılsın diyedir.