Toplumumuzda ve dünyada kadın olmak gerçekten talihsizliktir. Cumhuriyetle bazı haklara kavuşulsa dahi erkek egemen toplumlarda zihniyeti yargıları yıkmak zordur. Yöneten yargılayan yasa koyan çoğunluktadır.
Yıllarca aynı ailenin erkeklerine eğitim hak görülmüş ama kadın yeterince annelik eğitimi almadan anne adayı olmuştur.
Zaman zaman ezilmişlik eğitimsizlik çaresizlik yüzünden hakkını aramayı bile son çare olarak şiddette bulmuştur.
Çocuk yuvasına terkedilen kimsesiz Aslı öğretmen olarak Doğu'da bir ilçeye atanır ve aşık olur. İlk kez bir aileye sahip olmanın sarhoşluğunu yaşarken kan davası nedeniyle eşi öldürülür.
Bilinçsizce intikam almaya yemin eder ve alır. Artık hapishanededir.
Orada onlarca kadın suçlunun arasında onlarca dramatik hikaye dinler. Okuma kursu açar ve bir kadının fikir vermesiyle onların hikayelerini kaleme alır
Pişmandır ve "KADIN NEDEN CİNAYET İŞLER" konusuna odaklanır. Nedenlerin çaresizlik güvensizlik namus olduğunu ve suçluların gerçekten yeterince cezalandırılmadığı düşüncesinin onları bu yola ittiğini görür.
Hapishanede aşk onu yeniden bulacak mutlu olabilecek mi?