Barış Manço hakkında kitap yazmanın herhangi bir konu hakkında kitap yazmaktan çok daha zor olduğunu onunla ilgili derinlemesine bir araştırmaya başladığımda daha iyi anladım. Bu durum beni çalışmanın hem niteliği hem de kapsamı konusunda daha ince ve etraflıca düşünmeye sevk etti. O özellikle 1980 ve sonrası doğan kuşaklar için bir masal kahramanı gibiydi. Saçları kıyafetleri mimikleri ve hızlı sevecen konuşmasıyla bizler için unutulmaz bir karakterdi Barış Manço. Çocukluğumdan kalma görsel anılar ve lise yıllarıma denk düşen romantik şarkıları hafızamda ve gönlümde öylesine derin izler bırakmıştı ki akademik yaşantımda da Barış Manço önemli bir yer edindi. Doktora çalışmalarıma başladığım 2014 yılında etnomüzikoloji konusuna yönelmiş olsam da zihnimin bir köşesinde ileriye dönük Barış Manço'yla ilgili bir takım fikirler oluşmaya başlamıştı. Bir taraftan doktora çalışmam sürerken diğer taraftan da Barış Manço ile ilgili neler yapabilirim diye uzun süre düşündüm ve yaklaşık 4 yıl süren çalışmalar sonucunda ortaya bu kitap çıkmış oldu. Çalışmayı zorlu ve titiz kılan etkenlerin başında ise Barış Manço'nun tüm Türkiye'ye mal olmuş ve 7'den 77'ye herkesin sevgisini kazanmış bir şahsiyet olması geliyordu. O belki de kadim zamanlardan gelen kutsal bir mitin modern göstergelerle XX. yüzyıla taşınmış haliydi. Eserleri fikirleri dönemini aşan çağdaş müzik çalışmaları ile Manço bizler için adeta bir kültür mirası idi. Dolayısıyla yolu barıştan ve sevgiden geçen her insanın onun dünyasından öğreneceği pek çok şey vardı. O gerçektende ismiyle müsemma idi.