İranlı yazar Ali Eşref Dervişyan'ın bazen yüreğinizi burkacak bazen de içinizi ısıtacak 'bizi' anlatan öykülerinden oluşan Abşûran kitabı Makbule Aras Eivazi'nin Farsça aslından yaptığı ustalıklı çeviriyle okuyucularla buluşuyor.
"Sanki göğsümde bir balon vardı da birden havası sönmüştü..."
Aşura lağım kokularıyla kucaklardı bizi. Kerpiç evlere su götüren demir boruların üstünde o yana bu yana koşturur bahse tutuşurduk. Beş taş oynardık. Başıboş köpekler sığınacak yeri olmayan kediler için taşlardan ev yapardık. Kör Şefi'nin yamacına oturur neyine kulak verirdik.
Akşam yüzümüz gözümüz toza bulanmış ellerimiz çatlak çatlak olup kanamış halde ıssız evimize girip sıvışırdık. Bağdaş kurup lambanın yanında oturmakta olan anneme tedirginlikle selam verir onun tencereye bakıp bakmadığını anlamaya çalışırdık endişeyle.