Toplumsal Tarih Kasım 2019'da "Tasniften Teşhire: Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Doğa Tarihi Müzeleri" başlıklı özel bir dosya ile kolonyal dünyanın tarihsel dönüşümü için hayati öneme sahip olan doğa tarihi müzelerinin Osmanlı ve erken Cumhuriyet'teki yansımalarını ele alırken; "Avrupamerkezci" ve "milliyetçilik" eksenli müzecilik tarihi anlatısından kaçınan bir anlayış ekseninde Osmanlı/Türkiye'de doğa tarihi müzelerinin dönüşümü üzerine bir ilk katkı yaparak daha derinlikli çalışmaları teşvik etmeyi ve insanın insan-dışı türlerle nasıl ilişkilendiğine dair etik tartışmalarını gündeme taşımayı hedefliyor.
Nurçin İleri ile Semih Çelik'in editörlüğündeki Kasım 2019 dosyasının ilk makalesini kaleme alan Semih Çelik; İstanbul'da Galatasarayı Mekteb-i Tıbbiye-i Adliyyesi'nde 1830'ların sonlarında kurulan ilk doğa tarihi müzesi ve botanik bahçesini müze etrafında kurulmuş olan bilimsel ekonomik ve siyasi ilişkiler ağıyla bağlantılı olarak kaleme alıyor. Literatürde anatomi müzesi olarak da geçen Mekteb-i Tıbbiye Şahane numunehanesine odaklanan Ebru Aykut; 1830'lardan itibaren numunehanede incelenip muhafaza edilmek üzere Mektep'e gönderilen ve "garibe-i hilkat" olarak nitelendirilen teratolojik numuneleri ele alırken bu girişimlerin Osmanlı tıbbının doğum anomalilerini çalışan bir disiplin olarak teratolojiyle ilişkisine nasıl ışık tuttuğuna değiniyor. Feza Günergun ise bir zamanlar Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin Numunehanesi ve Darüşşafaka'nın Tarih-i Tabii Dershanesi/Müzesi'nde bulunan ve günümüze ulaşamayan askeri tıbbiyenin bilimsel koleksiyonlarını karşılaştırmalı olarak okuyucunun ilgisine sunuyor. Nurçin İleri; 1860'lardan itibaren Robert Kolej'de ders veren öğretmenlerin kişisel çabalarıyla oluşturulan bilimsel koleksiyonların profesyonel anlamda nasıl bir doğa tarihi müzesine dönüştüğüne değiniyor. Gönenç Göçmengil; 1890 yılından 1915 yılına kadar Merzifon Amerikan Koleji'nde görev yapan Prof. John Jacob Manissadjian'ın katkılarıyla kurulan Merzifon Anadolu Koleji Doğa Tarihi Müzesi'nin tarihini ele alıyor ve 1930'lu yıllarda kapatılan bu müzenin Tarsus'taki izlerini sürüyor.
Bu sayımızda 3 Kasım 1939 yılında açıklanan Gülhane Hatt-ı Hümayunu'nun 180. yıldönümü vesilesiyle Tanzimat dönemini değerlendiren iki makaleye de yer veriyoruz. Cengiz Kırlı ve Selçuk Akşin Somel'in makaleleri hem devlet ve toplum arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamaya yönelik bu reform projesinin ana hatlarını değerlendiriyor hem de Tanzimat'ın daha 19. yüzyılın ortasından başlayarak bugüne kadar gelen farklı yorumlanış biçimlerini inceliyor.
Yine dosya dışındaki sayfalarımızda yer alan Ahmet Gülen'in makalesi 27 Mayıs'ın ertesinde Devlet Başkanı Cemal Gürsel ile CHP'li eski Parlamenter Nihat Erim arasında gerçekleşen Yassıada yargılamalarına dair görüşmeyi ve konu hakkında Cemal Gürsel'in düşüncelerini ele alıyorken; Arzu Öztürkmen'in makalesi Cumhuriyet'in ilk yıllarında başlayan "milli müzik" arayışı üzerinde duruyor ve halk müziğine bakış biçimimizin yıllar içindeki değişimini tartışıyor. Axel Çorlu ise 31 Ağustos tarihinde yitirdiğimiz 20. yüzyılın en önemli sosyal bilimcilerinden biri olan Immanuel Wallerstein'in az bilinen yönlerini vurgulayan bir portre sunuyor.
Murat Cankara Osmanlı'da Gayrimüslim Basından başlıklı köşesinde bu ay; 1884-86 yılları arasında Ermenice ve Ermeni harfli Türkçe olarak basılan Antep kökenli Mendor [mentor]'da yer alan "Familya Zevceynin Vezayifi [Karı Kocanın Görevleri]" başlıklı yazıyı aktarırken derginin tarihine ve bakış açılarına dair genel bir çerçeve çiziyor. Emel Seyhan'ın hazırladığı Osmanlı Basınında Yüz Yıl Önce Bu Ay sayfalarında ise Kasım 1919'da basında yer almış haber kesitlerinden bir derleme sunuluyor.