13 Temmuz 1942 sabahında Alman 101. Yedek Polis Taburunun adamları Josefow isimli bir Polonya köyüne giderler. Çoğu ileri yaşlarından ötürü doğrudan cepheye gönderilmemiş aile babası sıradan adamlardı. Sivil yaşamlarında işçi esnaf zanaatkâr ya da memur olan bu adamların kahir ekseriyeti Almanya'nın o dönemlerde Nazi ideolojisine görece en kapalı şehri Hamburg kökenliydi ve zihin dünyalarının büyük bir kısmı Weimar Cumhuriyetinde şekillenmişti. Ancak 13 Temmuz gecesinden itibaren 16 ay içerisinde bu sıradan adamlar acımasız birer katile dönüşecek; 38.000 Yahudi'yi enselerinden vurarak katledecek ve 45.000'inini de Treblinka'daki gaz odalarına göndereceklerdi. Toplamda 500 adamdan oluşan bir tabur 83.000 Yahudi'nin ölümünden sorumlu olacaktı. Fevkalade özenli bir arşiv çalışmasının ürünü olan bu eserinde Christopher R. Browning 101. Yedek Polis Taburunun adamlarının ''Nihai Çözüm''e katılımlarını yine onların ağzından ve dönemin tanıklıklarıyla ortaya koyuyor. İnfazların durumsal unsurlarından grup psikolojisine mutlak itaat kültürüne ya da bunun dayatılmasına oradan Yahudi karşıtlığının ya da Nazi doktrinin Alman toplumunu nasıl biçimlendirdiği iddiasına dek bir dizi faktörü titizlikle inceleyen Browning böylece sıradan insanların olağanüstü insan dışılık kapasitesine ilişkin bugün de geçerliliğini koruyan sarsıcı bir tablo sunuyor.