" 'Değiştirmek yolculuğundayım yazmaya başladığım günden beri. Ön yargıları yıkmak amacı ile çıktım yola ve başladım yazmaya. Başarıyor gibiyim de. Yüz insanla sohbet etsem ve bir tanesinin bile birkaç ön yargısını kırsam büyük bir kardır bu insanlık için. Ve yine büyük bir motive kaynağıdır bu benim yoluma devam edebilmem için. Aslında durum aynı Albert Einstein'ın söylediği gibi; 'ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur.' Biliyorum yani işim zor. Ama başarıyorum ve başarmaya da devam edeceğim. Bir gün! Bir gün gelecek tüm ön yargıları parçalayıp kuru yapraklar gibi atacağım havaya. Ve biz hep beraber özgürce kahkahalar atarak kimseyi küçümsemeden dışlamadan birbirimizin tercihlerini sorgulamadan dans edeceğiz o yaprakların altında. Ön yargıları yıktığımız gün! İşte o gün bayramımız olacak bizim.'
Abar bunu başaracağına inanıyordu gerçekten de. O gidip birilerinin ön yargılarını yıkacaktı o ön yargılarını yıktığı kişiler gidip başkalarının ön yargılarını yıkacaktı böylece yeni anne babalar ön yargısız olacaktı ve çocuklarını da ön yargısız bireyler olarak yetiştireceklerdi. Bu böyle yayılacaktı işte. Dünyayı saran insanları boğan ön yargı ismi verilmiş zehirli sarmaşıktan ancak böyle kurtulacaktı insanlık. Herkes sarmaşığın bir dalını tutup kesince!"
Geçmişi ile kavgalı genç bir yazar olan Abar'ın hayatı yarım kalan hikayelerinin getirdiği huzursuzluk ile kaplıdır. Bugüne kadar hayatındaki bu huzursuzluktan yazarak okurlarının hayatına dokunarak ön yargılar ile savaşarak kaçmayı başaran Abar artık daha fazla kaçmaması gerektiğini kabullenir.
Başlamak istediği yeni hikayesine adım adım yaklaşırken geçmişindeki yarım kalmış hikayelerin yeni hikayesinin güzelliğine gölge düşüreceğini anlar ve geçmişi ile yüzleşip yarım kalmış tüm hikayelerini noktalamaya karar verir. Ama geçmişine yapacağı bu yolculukla ilgili Abar'ın aklında dönüp duran bir düşünce vardır;
"Ya geçmişin kirli sayfalarını karıştırmak geleceğin temiz sayfalarını da kirletirse?"