Diyar otuzlu yaşlarının ortasındayken içinde büyüyen ve kendisine hayatının geri kalanıyla ilgili neler yapması gerektiğini söyleyen bir sese kulak verir; bilmediği bir kişiye bilmediği bir adrese mektuplar yazmaya başlar. Bir süre sonra mektuplarına cevap alır. Bu karşılıklı devam eden mektup arkadaşlığı iki tarafın da rutin hayatlarının içinde küçük bir oyuna dönüşecektir. Diyar bu oyunda hem geçmişi hem de bugünü ile yüzleşmeye çalışırken bir yandan da mektup arkadaşı tarafından kendi hayatının izinin sürülmesine istemeden de olsa izin verecektir.