İnsanlığa karşı suçlar olarak nitelenen eylemler insan haysiyetini en derinden yaralayan eylemlerdir. Bu fiillerin korkunçluğuylaökarşılaşıldığında verilen ilk tepki çoğunlukla büyük bir hayrettir.Hayretimiz geçtikten sonra bu fiillerin hemen önlenmesi için tedbirler alma arzusu duyarız fakat çoğu zaman elimiz kolumuz bağlıdır. Modern zamanların en başında devletin kuruluşu üstüne düşünen filozof Thomas Hobbes devletin temelini insanların yaşamlarını sürdürmek için yaptıkları bir sözleşmeden hareketle açıklar. Ölüm korkusundan kaçınmak için insanlar bütün doğal haklarını bir egemene devrederler ve egemenin buyruklarını yasa olarak kabul ederler. Peki haklarını devrettikleri "ölümlü Tanrı Leviathan" elindeki sonsuz imkânları kendi uyruklarına karşı kullanırsa? O halde yapılacak olan nedir? İnsanlığa karşı suçlar çoğunlukla geniş ölçekte örgütlenme kabiliyetine sahip modern devletler tarafından işlendiği için bu sorunun yanıtlanması elzem görünmektedir.