Bilgi Kuramı başlıklı bu kitap; felsefe politika sanat ve dilin temelleri gibi bilginin temellerinin de üretim süreçleri ve mekânlarında atıldığını ileri sürüyor. Dolayısıyla bilgi insanın doğaya temasıyla başlıyor diğer birey ve toplumsal gruplarla olan ilişkiler sayesinde diyalektik tarzda gelişiyor. Sokrates Platon ve Aristoteles bu gerçekliği ne derece görebildi?
Bilginin asıl üreticileri maddi yaşamı da üreten emekçi sınıflardır; ama bilgi sorununu kavramlaştıran bilgiyi geliştiren onu soyutlayan bilimselleştiren kitabileştiren ise filozoflardır epistemologlardır. Demek oluyor ki bilgi felsefesi masa başında yapılıyor olsa da onun maddi verileri fiziksel dünyadan somut üretim faaliyetlerinden gelmektedir. Kitaptaki tezlere bakılırsa bilgi bir "keşif" değil "icat" olarak inşa edilmektedir. Oysa egemen bilgi felsefesi tarihine bakıldığında Platon'da daha belirgin olmak üzere Locke Descartes Spinoza Kant ve Hegel gibi büyük düşünürler bilgiyi adeta keşfedilen bir fenomen olarak ele almışlardır.