Marksizmin bilimsel bir dünya görüşü olarak ortaya çıkması kuşkusuz onun kurucularının önceki başlıca düşünce sistemleriyle ve akımlarla "masa başında" hesaplaşmasının ürünüydü. Ancak "Feuerbach Üzerine Tezler"inde "bugüne kadar bütün düşünürler dünyayı yorumlamakla yetindiler; oysa asıl olan onu değiştirmektir" diyerek yola çıkan Marx'ın "praksis felsefesi"nin temelleri somut yaşamla ilişkisini bütün diğer akımlardan çok daha derinde ve ideolojik kırılmalara karşı duracak biçimde atılmıştı. İşçi sınıfının Marksizm olarak bilinen dünya görüşünün ete kemiğe bürünmesi de elbette kapitalizmin ve işçi sınıfının gelişmesine koşut olacaktı. Özetle işçi sınıfının biçimlendiği 19. yüzyıl ortalarında 1864'te kurulan Uluslararası İşçiler Birliği Marksizmin içinde Proudhonculukla anarşizmle ve -bir ölçüde- sendikacılıkla mücadele ederek serpilip geliştiği uluslararası bir platform olduğu için önemlidir.