"Sözün en hayırlısı Allah'ın kitabıdır. Yolların en doğrusu da Muhammed'in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlarıdır" (Müslim Cuma 43 (867); Nesâî İydeyn 22; ibn Mâce Mukaddime 7 (45); Ahmed b. Hanbel Müsned 3/319 338 371)
Fesahat ve belagat yönünden tüm incelikleri en üst seviyede ihtiva ettiği ya pek açık şekilde veya işaret yoluyla her şeyi açıkladığı için sözlerin en güzeli en hayırlısı ve en doğrusu Allah'ın kelâmı Kur'an-ı Kerim'dir.
Böylesine güzel doğru ve hayırlı olan söze itibar etmek onu benimsemek yaşamak ve gelecek nesillere benimsetmek hem en üstün iş hem de en büyük mutluluktur.
Hayatı Kur'an lisanıyla inananlara "en güzel örnek" olarak tanıtılmış olan Hz. Peygamber'in yaşayış tarzı elbette yolların en güzelidir. Binâenaleyh bu güzellikler manzumesine yabancı bütün anlayış ve uygulamalar birer yozlaşma ve "bid'at"tir. "İşlerin en zararlısı ve şerlisi" de işte bu sebeple bid'atlerdir. İslâmî anlayış ve yaşayışın prensipleri sözlerin en güzeli Kur'an-ı Kerim ile en güzel şekilde; uygulama şekilleri de yolların en doğrusu Hz. Peygamber'in irşâd ve örnek hayatı ile en güzel ve mükemmel biçimde ortaya konulmuş bulunmaktadır. Bu sebeple bu güzelliklere ters düşecek hiçbir söz fikir ve uygulama asla iltifata lâyık değildir; aldatıcıdır saptırıcıdır. Mutlak surette böylesi yabancı unsurlara karşı tam bir uyanıklık içinde olunmalıdır. Söz Allah'ın sözü; iz Hz. Muhammed (s.a.v)'in izidir.