...Büyükdere kahvelerinden kulağımıza kopuk kopuk musikı ve şarkı sesleri geliyor; kartallar Yuşa tepesinin etrafında uçuyor martılar suları sıyırıyor yunus balıkları geminin etrafında yüzüyor Karadeniz'den gelen serin hava yüzümüze çarpıyor. Neredeyiz? Nereye gidiyoruz? Bu hülya ve sarhoşluk anında Boğaz sahilleri üzerinde iki saatten beri gördüğümüz herşeyin bıraktığı hatıralar zihnimizde İstanbul'dan on defa büyük dünyanın dört bir tarafından gelmiş insanların oturduğu Tanrı'nın bütün nimetlerinden nasibini almış ve daimi bir bayramı yaşayan tek mucizevi şehir tasvirinde birbirine karışıyor ve bu tasvir bizi hüzünle ve imrenme duygusuyla dolduruyor...